Her yanım çatlıyor, moral lazım, Crash'e devam...

Nov 30, 2017 12:29

En son Biana herkesi tokatlamıştı son derece sebepsiz ve anlamsızca, ama plot dedik bağrımıza bastık, devam...



“james’le konustum..”
latty bir seyler öğrenebilmenin umuduyla ewan’a bakıyordur
“opal bizim yanımıza ilk geldiğinde bir seyler hissetmis, ne olduğunu tam olarak tanımlayamıyor
ama ona anlattıklarımla birlikte daha genis bir arastırma baslatacaklarını söyledi.. sark ve claudine
simdiden boyutları arastırmaya baslamıs ve bir sey bulurlarsa bizimle derhal temasa geçecekler..”

hahaha tabii tabiiii... Hani hikayenin başında tek gezegen sizdiniz? Hani boyut moyut yoktu?

colmun kafası belirirken
delora ve diğerleri o tarafa dönüyordur, kapıdaki genç adam gülümseyerek içeri girer
“hey.. ödümüzü patlattın..”
delora yorgunca gülümseyerek yaklasan colmu izlerken mırıldanır
“özür dilerim..”

STOP APOLOGIZING FOR THINGS HAPPENING TO YOU, WOMEN OF LUPLEX.
O zamanlar çok dokunmuyordu da şimdi böyle beynim bızzzttt ediyor. Do not apologize too much.

latty, deloradan sonra önce cuslov’un sonra wusla’nın yanına uğramıs ve ne kadar korktuğunu ve iyi oldukları için sevindiğini söylerken ikisi de endiselenecek bir sey olmadığını söylemis, yarın her sey eskisi gibi olacak dedikten sonra latty onların bu gece iyi dinleneceğinden emin olarak son odaya gitmis ve hala gözleri kapalı favian’ın yanına ilerlerken genç adamın gözleri odadaki ayak seslerine açılır ve lattyi gördüğünde rahatlayarak gülümser, genç kadın favian’ın basında, genç adamın elini tutarak konusur

DİLEK, YOU CAN WRITE MORE THAN ONE SENTENCE TO DESCRIBE THINGS.
Bu ne biçim yazım, bu nasıl dil, bunu nasıl okudunuz? Nefesim yetmedi benim. O derece saçma sapan, düzeltesim bile gelmedi zira o ilk baştaki şeyleri anlatmaya gerek yok. Delora'ya gittiniz de diğerleri eksik kaldı mı diye kimse sormaz. STOP TELLING STUFF, SHOW THEM ONLY IF THEY'RE NECESSARY. Hani millet diyor ya biz fictional karakterleri tuvalete giderken hiç görmüyoruz diye, ben o ince çizgide yürüyorum şu anda, bir tuvaletleri eksik kalmış çünkü. Madness.

“cuslov ona saldıran özün senin olduğunu düsünüyor diyemezdik..”
latty ewan’a dönerek basını sallarken ekler
“ve hemen cuslov’u sorması ilginç tabii..”

ÜFFFFFF PLOT TWISTE BAK DEDEKTİFLİĞE BAKKKK. High quality suspense righ there.

latty de kendi ofisine bakar ve sonra elindeki cep bilgisayarına bir seyler giren ewan’a bakar
“ben de odama gideceğim sanırım..”
ewan bir düğmeye basıp aleti tekrar cebine atar ve lattye döner
“iyi fikir..”
genç adam asansörün düğmesine tekrar basarken

Benim o zamanlar iphone'um yoktu, kusura bakmayın. Yıl olmuş 7052 bunlar hala "cep bilgisayarı" falan kullanıyor. İleri görüşlülüğümün sınırları biraz kısıtlıymış, bana da yazık.

“ne olacak simdi?”
“ne olmasını istersin?”
“ben sana soruyorum..”
“ben de sana soruyorum..”
“ewan!”
“latty..”
latty dislerini sıkarak yerinden kalkar ve kapıyı çarpıp dısarı çıkarken ewan yüzünü burusturarak onu takip eder..

Ergen atışmanıza tüküreyim. Birkaç saat önce kadının teki beyninizi dağıtmaya geldi siz hala "sen kapat! olmaz sen kapat'" ayarında muhabbetlerdesiniz, yürüyün gidin. 100 defa öpüştünüz hala yok ben seni hiç öpmedim falan.. Sevişin bitsin. Birazdan da yapacaklar zaten, sıkıldım, skip edeceğim.

hahahaha onu bile yapamadılar. Azcık koklaştılar, sonra yatıp uyudular. I didn't know how to write yetişkin relationships. Bilmiyormuşum gerçi ilişki nasıl olur, yetişkinler ne yapar, hayat nedir, dert tasa nedir... Doğaldır. Şimdi yazsam Latty o gece; 1. Delora'nın yanından ayrılmazdı. 2. Bütün gece Oreon teyakkuzda olup ne var ne yoksa her taşın altını kaldırır ve Favian'ı da gerekirse zorla uyanık tutup sorgulardı. THIS IS A GLOBAL TERRORIST ATTACK.

bir süre sonra ewan ve latty keyifle bir seyler konusarak açılan asansör kapılarından sağlık departmanına giriyorlardır

YOU HAVE BEEN ATTACKED LAST NIGHT, NEYİN KEYFİ BU SEVGİLİ GERİZEKALILAR.
Şimdi Vien - Conrad - Latty - Ewan dörtgeninin cringefestiyle karşı karşıya kalacağız, ben kendimi keseceğim...

conrad sırıtarak vienin kulağının arkasını öpüyordur
“söylemek istemiyorsan da önemli değil...iliskimizi gölgelerde devam ettiririz, çok daha seksi olur..”
“gölgelerdeki iliskiden bıktığını sanıyordum..”
“seks oldukça, önemli değil-“
vien, conrad’ın kollarını belinden çekip ondan ayrılırken genç adam kaslarını çatar
“hey, saka yapıyordum..”
vien gülümser
“biliyorum, kızmadım...ama söylemek istiyorum, ben söylemek istiyorum, sözlerle..”

KIZIM SEN DAHA DÜN BİRAZ BEKLEYELİM, GERÇEKTEN ARAYA İHTİYACIM VAR DEMEDİN Mİ?
Sevgili seyirciler, excuse my youngster hormones, apparently all I could think about at that period of time was sex.

delora gülüyordur
“sen benden önce ewan’dan doğuracağın minik bebeklerin isimlerini düsünsen..”

Hah, the irony. They never had one.
Dimi ya? Hala emin değilim. Ama olsa bilirdim, they were my OTP sonuçta... Olmadı ya, evet.

vien’in sesi duyulur
“o halde biz de conrad’la beraberliğimizi rahatça açıklayabiliriz..”

Ugh, blah BLAAAAAH. We don't even care about these characters that much....
Şaka maka birisi bu yazdıklarımı şu anda benim yaptığım acımasızlıkla okumuş olsa hayatta tek kelime daha yazmazdım.
İyi ki yazmışım, iyi ki bu abuk subuk karakter hatalarını da yaratmışım, çünkü o zamanlarda psikolojik olarak hayatta kalmış olmamı ben bu hikayelere borçluyum. Şimdi "üf ne kadar saftoriksiniz" diye dalga geçtiğim tüm bu isimler benim için şu anda o kadar önemli ve aslında gerçek ki... Kendime terapi yapmışım ben yıllarca. Yetişkin hayatıma geçene kadar tüm gençlik angstımı buraya kusmuşum. Ne de güzel yapmışım. Kendimi hatırlıyor ve tekrar tanıyorum bu yazdıklarımla, I appreciate this way more than I let anyone know, ever.

Neyse, duygusala bağlamadan devam.

“prens favian’ın sorgusu ne olacak?”
herkes birden kendine gelirken

Thank you whoever said this... Skipleyerek okuyunca kaçırıyorum. Colm'muş. Seviyorum seni Colm. Voice of reason gerekli yerlerde.
Ayrıca sürekli Prens Favian demem de yani cidden öğk. Karakter introductionları bu kadar zayıf olunca tabii millete ünvanıyla hitap ettiriyorum okuyan hatırlasın diye.

“bir kaç yıldır ruh okuma eğitimi görüyorum, tabii ki troova’nın kraliyet tılsımlarıyla korunuyorum ama takdir edersiniz ki sizi bile delip geçebilecek bir güç karsısında benim zihnimin yeteri kadar karsı koyamadığı belli..”
cuslov genç adamın doğru söylediğini okuyabilirken iç çeker
“anlıyorum prens ludlow...”
latty cuslov’un arkasından araya girer
“seni bir suçlu gibi gördüğümüzü düsünmeni istemey-“
prens itiraz ederek lattynin sözünü keser
“hayır..hayır, kesinlikle öyle bir sey düsünmedim ve latty bu durumda ben de olsam aynını
yapardım.. tekrarlanmaması için ne yapabiliriz, simdi onu düsünmemiz gerekiyor..”

WORST CRIMINAL INVESTIGATION EVER. Sorry but you guys deserve to be destroyed by Biana. Bu kadar kolay.
Ve fakat tek ayak üstünde camiye kılıf uydurma konusunda da iyiyimdir. Might not make much sense in the grand scheme of things, ama o anda mantıklı mı mantıklı? Dur bakalım bu savunmaya rağmen birisi "Favian'ın kolpalarına inanmadım" demiş mi, demişse eğer he/she is my fav character from now on. Immunity vereceğim 10 sayfa dalga geçmeyeceğim.

Nope, Latty Ewan'la sevişti, kimse Favian'dan bahsetmedi. I still have hope. Devam.

Ama önce şurayı quotelayayım:

genç adam hayatı boyunca olmak istediği tek yerde, dokunmak istediği tek bedenle birken

BULLLLLLLLSHIT. Hahaha, this is again not show but tell. Kill me Ewan. Bunca sene kimse seni Latty'le OTP görmediği için millete kızıyordum, ama haklılarmış. I GAVE YOU NOTHING, sorry.

bir hafta sonra favian latty’le birlikte oreon’da güvenli ve diplomatik açıdan mesgul günler geçirmis ve bu sırada ne olursa olsun cuslov tarafından yakin takipte tutulmusken

TABİKİ CUSLOV TEMKİNİ ELDEN BIRAKMAMIŞ. Cuslov, sen bu çoklu kişilik bozuklu kind of a story'nin beynisin. Olmasan olmazdık yani o derece.

hiç bir kayıtta zihin kontrolünde bu kadar ileri ve suyla bağlantısı bu kadar yüksek olan bir varlıktan söz edilmiyordur.

Because I made her up and she has to be amazing.
LOLz. Avatar arak subüken seni.

SOUNDTRACK / Ben Lee - Catch My Disease

Sıkılmışım ciddi konulardan (artık ne kadar ciddiyet varsa) kesin komikli şakalı şeyler yazmışımdır şimdi. Delora/Colm sinyali vermiştim yarım sayfa önce, onları kavuştururum kesin yine aceleyle hahahahaha.
Playlisti güncelliyorum bu arada FYI.

“bu kapsüllerden her gün 2 tane alacaksın..”
“ben her gün iki kapsülü hatırlayacak kadar bos zamanı olan bir adam değilim-“
“kansızlıktan hücrelerin kuruyup 3 günde ölürsen çok bos zamanın olur-“

Tekrarlıyorum; yıl 7000 ama hala demir takviyesi için hap içiyorlar. Can I be more creative??
Çok vicdanlıymış zamanında bunları okuyan insanlar. Onlardan biriyseniz I thank you so much from the bottom of my heart.

delora gözlerini devirirken geçit bir anda sertçe durur, delora sendeleyerek colmun koluna tutunurken

Yup. Colm/Delora asansörde mahsur kalma klişesi. Ağlamak istiyorum. This is not even original content.

“klostrofobin yok değil mi?”
colm kasını kaldırarak etraflarını kaplayan genis uzayı gösterirken

I still like Colm. You're OK in my book, dude.

“405..405..405..405..hey!..405..405..”
“405 nedir?”
“bosver ve sağol, artık unutmam..”

Sure. Yeah.
we had SOOOO MUCH fun with these.

“teknik departmana değil lattye yolla..”
“neden?”
“yolla sen..”
colm hiçbir sey anlamaz ama yine de yollarken

Bak, kız biliyor malını. Bu iğrenç klişenin sorumlusu zaten olsa olsa Latty olur. Pis ergen.

delora da nefesini tutarak dudaklarını hafifçe aralar ve bakısları colm’un dudaklarına inmisken ikisinin nefesleri de birbirinin dudaklarına sıcacık vuruyordur ve o çok yakın anda kabin sarsılarak hareket etmeye baslarken

Hayır bari klişeyi yaptın, bırak öpüşsünler dimi? En azında orada boz klişeyi, en azından o unexpected olsun, bir işe yarasın, FARKLI BİR ŞEY OLSUN FOR FUCKS SAKE.
Bu kadar cheap tricklerle koskoca yetişkinler arasında sexual tension yaratmaya çalışıp ekmek peynir gibi yemişim plotları. Keşke Kaşmir patisini koyup "it's time to stop posting" deseymiş bana.

latty bir süre sonra sıcaktan rahatsız olduğunu düsünerek doğrulur ve soğuk su musluğuna uzanırken bir anda küvetin suyu buharlar çıkararak kaynamaya basladığında latty acıyla haykırarak kendini geri atıyor ve hemen sonra ayağa fırlayarak kendini küvetin dısına atıyordur..

YEEEEEEEEEEEEES. Ben de tam evren çalkalanırken bu gerizekalı gelmiş burada köpük banyosu yapıyor havuz gibi küvette diyordum ki Biana geldi haşladı. Duygularımın tercümanı güzel Biana, taşşşşakkürler.

ewan saçlarını çekerek koparmak istercesine tek eliyle geriye atar
“BEN ONU HER SEYDEN, HER KAHROLASI SEYDEN KORUDUM AMA SĐMDĐ BĐR AVUÇ SUYLA MI ÖLECEK-”
“kimse ölmüyor ewan sakin ol!”

Bu adamı siz nasıl başkomutan yaptınız? Herifin sakin olabilecek tek bir saç kılı bile yok. Sürekli agresif, SÜREKLİ.
Again, teenage angstımdan size bahsetmiş miydim? Crash'in her satırı benim anxiety disorderımın tasviri resmen.

anda ewan hızla geri dönerek conrad’ın burnuna bir yumruk geçirdiğinde delora bağırıyor, colm ikisinin arasına girecekken conrad da dislerini sıkarak ewan’ın suratına oturaklı bir yumruk koyuyordur
“KENDĐNE GEL CRASH!”

Teşekkürler Conrad. Çok teşekkürler.

vien iç çekerek ellerinde buz torbaları olan ewan ve conrad’a bakar
“burada neler döndü bilmiyorum ama su an yumruklasacak zaman değil, kendinizi toparlayın ve hayır, ikinizin de suratını iyilestirmiyorum..”

Vien, adamsın. ADAMSIN.
Hadi yine iyisin kız, kaptın benden puanları.

ewan bakıslarını kaçırırken vien tutusunu gevseterek devam eder
“..ama latty’e ne zaman bir sey olsa, ne zaman isler senin kontrolünden çıksa, bir baskasının da canını yakmandan bıktım artık.. her seyi yalnız sırtladığını biliyorum.. yaptığın fedakarlıkların hepsini biliyorum, ben de ordaydım hatırladın mı?”

OOOOO BONUS PUANLAR YAĞIYOR VIEN'IN ÜZERİNE! SAĞDAN SOLDAN!
Ewan kızı artık nasıl bir duygusal baskı altında bıraktıysan, nasıl sürekli Latty diye sayıkladıysan...

“sen bilemezsin vien.. bilemezsin.. döndüğümüzden beri gördüğüm kabusları sen bilemezsin-“
“çünkü anlatmıyorsun! paylasmıyorsun ewan..sen söylemezsen nasıl bilebiliriz.. sen her sey yolundaymıs gibi davranırsan biz tabii ki bilemeyiz..”

Sahi, ben size hiç anxiety disorderımdan bahsetmiş miydim?
This is very cathartic to me right now... holy shit.

SOUNDTRACK / Natasha Bedingfield - Wild Horses

bakalım burada latty'i nasıl terapi etmişim. Olur da ileride terapiye gidersem tekrar bu postları göstereceğim doktora.

“colm, sen biraz kalır mısın?”
“tabii..”
genç adam diğerlerine iyi geceler dileyerek deloraya dönerken geçit kapıları kapanıyordur
“iyi misi-“
genç adam bir an sonra deloranın dudaklarıyla susturulmusken

Kelime seçimlerimin içine tüküreyim, ama yine de this is how it should be. Delora, al sana da benden 5 puan. Travma sonrası kavuşma is a good trope.

“oreon’da bu tip isler için eğitilmis bir sürü ajan var.. senin sadece isim vermen yeter, gerekli bilgiyi onlar alırlar-”
delora sıkıntıyla iç çeker
“ben de o ajanlardan biriyim ve o bir sürü ajanınızdan kaçı yıllardır dugan’da bu adamların yuvalarında yasıyor?”
“sen yeteri kadar yasadın-“

Delora'nın Dugan'daki görev ve sorumluluklarını, oradaki ağırlığını vs. KEŞKE KEŞŞŞŞKE daha güzel işleseymişim. She is a complete badass aslında. Tam bir unexpected ninja. Kesin verememişimdir.
Bu arada DORIAN IS COMING. Heyecan.

dugan’ın en zengin suçlusu ünvanını yıllardır kimseye kaptırmamıs ve bu yüzden artık suçludan çok gizliden gizliye bir bilgi kaynağı olarak bilinen Leonard Palmiro, oreon’la yapıtığı islerin yüzde doksanında muhattap olmayı tercih ettiği delorayı görmekten memnun

Too much gereksiz backstory. We never saw Leonard again. Yine show yok, tell bol.

“dorian marcell..”
delora kaslarını çatarak hiç duymadığını söyler, leonard sırıtarak arkasına yaslanır
“duymamanız normal.. marcell’i etrafta çok az adam bilir.. bilenler de zaten canı yananlardır..”
delora kasını kaldırırken leonard cebinden küçük bir bilgisayar çıkarır
“eski dünyada, kimsenin gelip geçmediği bir arazinin ortasında yanmıs bir evi var..”
“yanmıs bir ev mi?”
leonard adresi delora’ya yollarken cevaplar
“kendi yaktığı evi diyelim.. adam bir ates kıran..”

Kıranlar versiyonunda kalmış bu. Bükenle başlamıştım, kıran yaptım, sonra tamamen farklı isimler verdim. Su olanı Ahav ama diğerlerini hatırlayamadım. Güzel isimler bulmuştum.
“ates kıran da neyin nesi?”
delora son basamaktan da inerek cevaplar
“ates kıran sevgili colm, atesle bağlantısı olan her seyin üzerinde kontrolü olan demek ve çocukluğumdan beri hiç gerçekten bir ates kıran olduğunu düsünmemistim..”
colm basını sallayarak bu yeni bilgiyi sindirirken delora kalabalıktan sıyrılarak

Burada sorulması gereken soru: bunu delora biliyorsa colm neden bilmiyor? madem o kadar efsanevi? Colm should know everything.
Buradaki mantığım şuymuş herhalde; yeni bir bilgi vermek için mutlaka etrafta onu bilmeyen birinin olması lazım. Toyluk işte.

“o zaman bizim yağmur kadın da bir su kıran mi?”
delora gülerek cevaplar
“su kıran diye bir sey var mı bilmiyorum bile..”
“ates bükülüyorsa su da bükülüyordur, neden olmasın?”

HAHAHAHAHA find/replace kurbanı olduğum nasıl da belli...
Neyseki o dönem Avatar izlemiyordu millet çok, çocuk çizgi filmi diye bakmıyorlardı yüzüne.
Aang biraderim kusura bakma, çaldım çırptım biraz.
eğer öyle bir sey varsa basımız cidden dertte demektir.. ates kıranların ates üzerindeki güçleri durdurulamayacak kadar çoktur, efsaneye göre bir ates kıranın küçücük bir kıvılcımla bile yaratabileceği felaketlerin ölçüsü yoktur

Ansiklopediden mi okuyorsun Delora bu ne biçim bir replik... Üf. Info dump yapacağım diye kendimden geçmişim. Bir sakin olsam, yavaş yavş gitsem. mesela Delora da bilmese ateş kıran nedir ne yapar, araştırsak bilen birini bulsak falan... This is too juvenile ve too heyecan dolu for my adult taste.

tezgahın arkasında barmen veya barmaidler dısında kimse yoktur,

BARMAID NEDİR NEDEN VARDIR BURADA AMAÇLANAN CİNSİYET AYRIMININ NE ÖNEMİ OLABİLİR ADLI ÇALIŞMA.
“ise yarayıp yaramadığını sen söyleyeceksin ashley..”
ashley basını sallayarak bilgisayarı

işte gerçek ajan ashley. Bu noktadan sonra Luplexian isimler yaratmaktan bıkmışım sanırım LOLz ki ne LOLz.

özel bir kullanıcı adı ve sifreyle baska bir networke girer, colm genç kadının girdiği bölümün yeraltı networklerinden biri olduğunu gördüğünde gözleri büyür
“buralara girisimiz olduğunu bilmiyordum..”
delora gülümseyerek ashleyi izlemeye devam ediyordur, mırıldanır
“bizim yok, sadece onun var..”

This is bullshit. Colm is too out of the loop. Sanki IT departmanından rastgele bir yazılımcı aldılar. Herif IT'nin department head'i, he should know all these. Karizmatik bir karakter yaratmaya çalışırken diğer bir karakterimi gömmeseydim iyiydi.

Neyse, yemek arası. Dönünce devam ederim. Her tarafım ağrıyor.

Geldim. Hala her tarafım ağrıyor, ama en azından tokum, o da bir şeydir. *insert bill murray meme*
Devam.



“boyut iznimiz bitmek üzere, arka kapıyı daha fazla mesgul edemem..”
delora basını sallayarak kapıya dönerken colm boyut izinlerinin iyi çalıstığını gözleriyle görmüs

En azından ondan haberin var Colm, o da bir şeydir.
Yemek sonrası bana bir böyle kabullenme, iyi niyet, merhamet ve tabi ki rehavet çöktü. Hadi Dorian'a gidelim. Wusla'yı götürüyordum galiba. Neden nalaka diye sorarsanız, CASTING. Dorian = Keanu, Wusla = Sandra Bullock olduğu için.
Casting meselesine bok atasım geliyor bazen, ama sonra o kısımlardaki yaratıcılık ve real life projelerde bir araya geldiklerindeki sevincimizi falan hatırladıkça içim el vermiyor.
Ve fakat sırf casting öyle olduğu için hikayede yaptığım ergenovskiliklerle dalgaya devam...

“direkt ben gitsem?”
herkes kaslarını kaldırarak lattye bakarken genç kadın gözlerini devirir
“sadece denedim..”

That was dumb. Amusing, but dumb nonetheless.

“ates kıranların korunma büyüsünü senin üzerine de uygulamamız çok uzun zaman alır

arkadaşlar bakın buradaki sorunu size anlatayım: daha bundan yarım sayfa önce ateş kıranın ne olduğunu sadece delora "çocukluk hikayelerinden" bilirken şu anda kabul görmüş bir takım korunma büyüleri olduğunu falan öğreniyoruz. Birincisi, korunma büyüsü nedir allahaşkına, battal boy condom mu alıp geçiriyorsunuz kafanıza, that is dumb. İkincisi... İkincisi yok. korunma büyüsü kavramına tükürmek için başladım cümleye, gerisi yok. korunma büyüsü trendinin içine tüküreyim. Deus Ex Machina, hem de daha hiç gereği yokken. Götünüz yiyorsa korunma büyüsü olmadan gidin adamın yanına?

“ates kıranların diğer üç elementle de etkilesimleri kuvvetlidir, eğer yardım etmeyi kabul ederse isimize yarayacağına eminim..”

Bu intel nereden geliyor? Nobody knows. Bir anda element profesörü olduk.

SOUNDTRACK / Nobuo Uematsu - Seymour’s Ambition

O dönem videogame ve trailer müziklerine ilgimiz var, aman da aman.
Geez.

açarak dısarı çıkarken kapılar arkasından kapanır ve genç kadın etrafındaki gri manzarayla derin bir iç çeker

Ve she is alone. Devletin en üst tabakasından bir diplomat bu kadın ve she is alone.

“ne oreon’a ne de sana verilecek bir cevabım yok, simdi çık evimden-“
“ama bay mar-“
“çık dedim!”

It is trespassing, çık dışarı Wusla.

“sana tehlikeli olduğumu söylemediler mi?”
“söylediler-“
“o zaman niye geldin?”
“çünkü yardımınıza ihtiyacımız var..”
genç adamın gözleri ilgiyle kısılırken

Hemen de ilgilen, hemen...

bir an sonra genç adamın yüzündeki ifade değisir ve dehsetle wuslayı boğazından yakaladığı gibi yanındaki duvara yapıstırırken

Pardon, okay, ilgilenme.

karsısındaki adamın gözlerinden adeta alevler çıkıyordur
“AKLIMI OKUMAYA ÇALISIYORDUN!”

Büyük harf kullanmak yerine "adam bağırdı:" falan gibi kalıplar benim lugatımda yok, zira burada hikaye yazmıyoruz, MIRC chat yapıyoruz.

genç adam simdi girdiği odadaki onlarca mumu bir anda yakarak wuslaya döner
“ben isim atesle..”

Öncelikle *benim, sonrasında da mumları yakmak falan.... Ugh.. why mum? Where did he even find those mums? He lives in a burnt down house. This makes no sense. Plotting on the go.

bir ates kırana ne gibi bir rüsvet teklif edilebilirdir onu da bilmiyordur-
“tamam.”
wusla saskınlıkla ağzını açar

Şu kelimelerin hemen ardına - koyarak interruption etkisi yaratma olayının ben ta orta yerine mum dikeyim Dorian yaksın.
Unfortunately these won't stop.
Yıldım.

ve söminenin üstündeki kırık bir mücevher kutusundan wuslanın ates tılsımı olduğunu tahmin ettiği bir kolye alır

WE. DON'T. NEED. TO. KNOW. EVERYTHING. AS. THEY. HAPPEN.
He could have simply took some kind of jewellry as he leaves his "house", sonra da bir yerde ne olduğu anlatılır. GOD. KENDİME BUNLARI ŞİMDİ Mİ ÖĞRETMEM LAZIM. JESUS, SELF, GET IT TOGETHER.

“güvenlik testlerinden geçmeden bir fare bile maynarda giremez bay marcell..”
cuslov’un sesiyle herkesin bakısları o tarafa dönerken dorian genç kadını izliyordur dikkatle, cuslov wuslaya basını sallayarak genç adama doğru bir adım atar
“yardım isteğimizi kabul ettiğiniz için minnetarız ama kraliyet topraklarına yeterli güvenlik sağlanmadıkça kimse giremez-“
“ama kraliyet herkesin topraklarına girmekte serbesttir? arkadasınızın evime benim güvenlik sartlarımı sağlamadan girdiği kesin-“
cuslov ciddiyetle basını sallar
“bu konuda üzgünüm ama sizin o evde hala yasadığınızı doğrulayan bir bilgi alamamıstık..”
dorian buna cevap vermezken cuslov ve genç adam bir süre daha bakısır,

!!! ***** ~~~~~~ C U S L O V ~~~~~~~~~ ****** !!!!!!
Cuslov Nobes for the president of universe. Asın bayrakları.
Luplex için bayrak bile yaptım ben. Allahımmmmm where are my artwork hahahaha
Ya bu güzel etkileşim kesme işaretleri, üç noktalar ve "genç adam"larla o kadar pislenmiş ki temizlemek istiyorum acilen. İzninizle..

"Güvenlik testlerinden geçmeden bir fare bile Maynard'a giremez, Bay Marcell."
Cuslov'un sesiyle herkesin bakışları o tarafa döndü. Dorian Marcell ona doğru gelen sarışın kadını dikkatle izlerken Cuslov, Wusla'ya kontrolün onda olduğunu belli edercesine başını sallayıp Ateşkıran'a elini uzattı:
"Cuslov Nobes. Oreon Yüksek Kurul Başkanı."
Dorian başını eğip ona uzatılmış ele baktı, sonra tekrar sarışın kadının gözlerine bakıp bir cevap ararmışçasına onu inceledi. Cuslov karşılık görmeyeceğini anlamış, nazik bir gülümsemeyle elini indirip avuçlarını arkasında buluşturdu.
"Yardım isteğimizi kabul ettiğiniz için minnettarız Bay Marcell, fakat kraliyet topraklarına yeterli güvenlik şartları sağlanmadıkça kimseyi sokmamız mümkün değil."
"O halde beni evime geri götürün," dedi Dorian ve Wusla'ya baktı. "Kraliyet herkesin topraklarına serbest girebiliyorsa aynı hak bende de olmalı. Arkadaşınız evime benim güvenlik şartarımı sağlamadan girdi."
Cuslov istifini bozmadan cevapladı:
"Sizin o evde hala yaşadığınızı doğrulayan bir bilgi almamıştık. Kapıda herhangi bir kilit veya ev içinde birinin bulunduğuna dair bir işaret yoktu. İçeride sizin olduğunuzu anladığımızda da iş işten geçmişti, hatırlarsınız."
Dorian Marcell cevapsız kalmış, karşısındaki kadını bir kez daha baştan aşağı süzerken Cuslov'un hiç değişmemiş tebessümüyle sessiz kalan adama yolu gösterdi. "Çok vaktinizi almayacağız..."

Teşekkürler, saygılar.
Devam...
“haklısınız ama elimizde ates kıranların ısılarını norm alan bir değer grubu mevcut değil..”
“bundan sonra olsa iyi olur..”

Dorian'ın da derdiydi... Korunma büyünüz var ama. Losers.
Bu arada Dorian hatırladığımdan çok fazla konuşuyor, bu adamın gözleriyle falan anlaşması lazımdı. As far as I remember he killed his wife in a fire, kazara, but still, he is a sayko murderer. Ergen çıkışlar ona göre değil.
GERÇİ BEN NEREDEN BİLECEM, I AM, MYSELF, THE MOST ERGEN OF ALL.

“neden ates büktüğü belli, adam ates gibi kızgın-“
“yakısıklı mı?”
colm ve ewan kaslarını çatarak deloraya dönerken

No Delora, no :(((((((((((((
Bechdel test otoriteleri ağlıyor şu anda. Skorum -9999

“peki ya zihnimle yanıltmayı basarabiliyorsam?”
“burada yapamazsınız..”
dorian aldığı bilgiyle basını sallar, wusla da bir an sonra derin bir nefes alarak
“gözlerinizi kapat-“
“gerek yok.”
wusla gözlerini kısarak karsısındaki keçi gibi, hatta keçinin bile onun yanında itaatkar kaldığı inatçı
genç adama bakar

Uuuuu keçi metaforuuuu, such elegant teşbihhhhh....
GENÇ ADAM DEĞİL AYRICA FFS. HE CAN JUST BE "ADAM", DOESN'T NEED TO BE GENÇ ALL THE TIME, PLUS HE IS NOT GENÇ, JESUS, HAVE YOU EVEN SEE DORIAN MARCELL?????
Acayip sinirlendim. Neyse.

“bitti mi?”
wusla üzüntüyle basını sallarken
“çok üzgünüm..”

Luplex'te default duygu üzüntü. Herkes her lafa üzgünüm diyerek başlıyor. I am ANNOYED.

wusla iç çekerek omuzlarını düsürürken mırıldanır
“imkansız bir adamsın..”
dorian bununla kaslarını çatarken wusla durusunu değistirmeden ona bakıyordur
“kraliçe ona ihtiyacın olsa da olmasa da gelecek

Sizli bizli konuşmayı bir anda bıraktık. Wusla da ergenleşti.
Cuslov neredesin? :((((((((((

“su kıran mi?”
“baska ne bekliyordun ki?”
wusla ellerini açarak
“beklemek değil, ummak desek daha doğru olur.. su üzerinde gücü olabilen herhangi bir büyüc-“
“herhangi bir büyücünün su üzerinde bu kadar gücü olamaz.. kendini yağmur damlalarına
çevirebildiğini söylemistin..”
“evet ama-“
“ama yok, çok ciddi bir belanın içindesiniz, önce bunu kavramanız gerekiyor.. ben bir ates kıranım ama kendimi tamamen alev haline çevirerek bir yerden baska bir yere gitmem simdilik mümkün değil.. bunun için çok büyük güç ve konsantrasyon gerekir..eski çağlarda element kıranların hepsi bu kadar büyük bir güce sahipti ama zaman geçtikçe varisler hiçbir zaman gücü içlerinde o kadar saf barındıramadılar.. su anda dünya üzerinde birden çok ates, su, hava veya toprak kıran olabilir ama ya hiçbiri ne olduğunu bilmiyor, ya da güçlerinin yarısını bile kontrol edemiyordur..”

TOO.
MUCH.
EXPOSITION.
Diyalogların ritmi o kadar bozuluyor ki aman allahım. CRINGE CRINGE CRINGE.
Çok sıkıldım bu kısımlardan. Dorian Maynard'a gidiyor, ayin yapıyor Biana geliyordu. O kısma skipleyeyim, bakayım onlar nasıl ergenleşmiş.

“bu insanları rahat bırak..”
biana kaslarını çatarak dorian’a doğru bir adım atar
“o insanların seninle ne ilgisi var?”
“ilgisi yoksa onları rahat bırak-“
“o insanlarla ne yapacağıma ben karar veririm dorian ve teklifim hala geçerli-“
“hayır biana, akashayı yok etmene yardım etmeyeceğim.”

Hello plot.
Hello liar Dorian.
Hello Biana.
Sayfa 103.

Ergenleşmemişler pek, neyse. Akasha meselesini nasıl geliştirdim hatırlamıyorum. Sanki çok sonra çıkmıştı bu 5. element, akasha, olayı. Neyse, eğer şimdi çıktıysa demek ki 4-5 sayfa sonra kim olduğu belli olacak dfskdjshjkfs

“akashayı yok ettiğinde bütün bu lanetten arınacaksın, besinci elementin koruduğu dengeler bozulup tekrar kurulduğunda sen omzundaki yükten kurtulacaksın dorian.. yeni bir ates varisi seçilecek ve sen özgür olcaksın, farkında değil misin?“

Bu cümleyi direkt sadeleştir, uzatma. Akasha'yı yok ettiğinde yeni bir ateş varisi seçilecek de bitsin. Ne zırvalıyorsun? Zaten daha önce konuşmuşsunuz bu konuları. Siz aranızda halledin, bizim tekrar detay bilmemize gerek yok, AZICIK DA MERAK EDELİM.

“ben olmadan sen yok etmeyi bilemezsin biana..”
“yanılıyorsun sevgili dorian.. su durgundur, berraktır ama bir damla, sele, usul bir akıntı, ölümcül bir dalgaya dönüstüğünde kimsenin karsısında duramadığını en iyi senin bilmen gerekir..”
biana hafifçe gülümserken söminedeki ates bir anda söner ve odunların üzerinden nemli bir buhar yükselirken gümüs kadeh bin parçaya ayrılır ve içindeki su her yere dağıldığında dorian ve biana’nın bakısları hala birbirinin üzerindedir, genç kadın usulca mırıldanır
“kendi kaderin seni yok etmeye basladığında kime döneceğini biliyorsun..”
dorian’ın disleri neredeyse birbirine kenetlenecekken biana genç adamın yüzüne dokunur ve nefesi onun dudaklarını oksarken içerden gelen acı çığlıklarla dorian irkilerek bir an kapıya bakar, tekrar arkasını döndüğünde biana çoktan ortadan kaybolmus, çığlıklar daha da  yükseliyordur, genç adam elinde sıktığı ates tılsımını cebine koyarak hızla büyük salondan çıkar ve bir anda yüzüne vuran alevlerle gerileyerek, dehsetle, genis antrenin bir ucunda alevlerden kalan son yere sığınmıs latty ve wuslayı gördüğünde gözleri büyür..

OK. This was cool. No objections.
Biana'nın lafları çok ağdalı, ama görsel is cool.

“bize saldıran o değildi calis-“
“baskası olsaydı sorguda adamların burunlarını kırmak yerine kim olduğunu söylerdi, değil mi?”
“ben de bunu öğrenmeye çalısacağım-“
“ve bunu sana öylece söyleceğini mi düsünüyorsun?”
wusla calis’ten kolunu çekerken sertçe konusur
“o adamı buraya gelmeye ikna eden bendim, değil mi?”

Well, that was a bit too easy. Ayrıca Dorian knew it was Biana, zaten o yüzden çat diye gelmeyi kabul etti de still, you can take some credit. Hadi verdim gitti.

“akashayı yok etmek..”
wusla’nın ifadesi donuklasırken dorian onu izliyordur
“akasha’nın ne olduğunu biliyor musun?”
wusla basını sallarken bir an sonra ellerini çözerek sorar
“besinci elementi yok etmek demek dünyanın bütün dengesini sarsmak demek, üstüne üstlük kendini
de yok edecek..”

Ya çok pardon bacım, siz akasha'yı biliyorsunuz da biana'nın ne olduğunu neden bilmiyorsunuz? Okulda oraya kadar mı anlattılar?
My poor precious plot has a lot of holes in it.
Mesela Luplex'te hiç sihir olmamalıydı ve mistik güçleri elementler getirmeliydi. Kinda like Dr. Strange. O zaman bu insanların kıranlardan falan korkması anlamlı olabilirdi, ama you guys already know a lot of magic and shit, you should have known these too.
Hayır, tamam, bilsinler, ama bilmelerine rağmen şaşırdıkları noktalar çok saçma.

“biana bize verilmis bu güçlerin bir lanet olduğuna inanıyor ve kurtulmamız için de akashayı yok etmemiz gerekiyor.. o zaman dengeler yerine oturduğunda, yeni varisler seçildiğinde hepimiz kurtulmus olacağız..”

This is a great premise. I like this. You know what, I LOVE this. Ama az önce bahsettiğim no magic concepti içinde.
Gerçi bu premise de yalan oldu Crashed'deki korkunç Biana backstorysi ile. Neyse, onun da kurtarılır bir yanı vardır elbet. Fakat o backstory kendi içinde güzel olsa dahi bu premise'i yalan durumuna düşürdüğü için I don't like it.

Hatırlayamayanlar için: Biana, Kral Nestor'un (Latty'nin babası) başka bir kadından kızıydı, Latty doğduktan sonra Nestor onu kovdu mu noldu bir şey oldu, annesi ölmüştü sanırım. Biana da bir gün güçlerini kontrol edemeyip Latty'i bebekken kaynatıyordu neredeyse, oradan sonra gidip göldeki suya karışıp annesiyle bir olmuştu falan... İntikam için döndüğü anlaşılıyordu orada. Sonra Biana'yı neye dayanarak kabul edip aralarına aldılar hatırlamıyorum. Kadın kraliçe falan oldu Latty'nin yerine. Crash'in fiziki görüntüsü değişti vs. vs.
Conrad/Ewan backstroysi de oradaydı galiba. Akasha Ewan çünkü, Conrad'ın da kardeşi aynı zamanda, Conrad onu koruyor vs.
UGH ASLINDA AMAZING STORYLINES DA, WRITE ON THE GO OLDUĞU İÇİN GEÇMİŞ GELECEĞİ DESTEKLEMİYOR.

“sizin metabolik değerlerinizi belirli bir sistemde değerlendirebilirsem, wusla’nın arastırmaları sonucu çıkan bilgilerle bilimsel değerleri karsılastırıp anlamlı bir patern elde etmeyi umuyorum.. testler kesinlikle size zarar vermeyecek, buna garanti verebilirim...”

Ay ben senin scientific medical bullshit konuşmalarını yerim.

“benim kaybedecek hiçbir seyim yok, bunu da göz önünde bulundurarak benimle isbirliği yapmak istediğinizi varsayıyorum..”
herkes genç adamın tehlikeli ama dürüst olduğunda hemfikir oluyorken

Biz de herkesin aklını okuyoruz çünkü yazarımız okuyucularını aptal yerine koyarak yine show yerine tell yapıyor.
Bunu karakterlerin düşündüğünü söylememe gerek yok, bunu okuyucu alırsa alır, almazsa bir diyalog içinde bir yerde ima edilir, söylenir vs. organik bir şekilde oluşur. This is patronizing.

dorian marcell’in oreon’a resmi olarak adım atmasının üzerinden iki hafta geçmisken oreon da, dorian da etraflarındaki farklılığa alısmaya çalısıyordur..

Zaman geçişleri sonrası montaj expositionlarımdan iğrendim artık. I don't want to know. Gir işte 2 hafta sonradan, bir şeyler olduğu sırada göster neler oluyor. Karakter arası dinamiklerin değişimi, yakınlaşmalar vs. vs.
Valla cringeden çok üzüntüyle okuyorum artık bazı yerleri.
KOCAMAN BİR SAYFA EXPOSITION YAZMIŞIM. Söylemişim teker teker neler oluyor. İki hafta içinde olanlar bu kadar önemliyse ya hiç atlama ya da atladıysan ne olduğunu anlatma. Neyse, en azından öğrenmişim. Bu da bir şeydir.

dorian wusla’nın yanındaki deri koltuğu çekerek otururken sorar
“ne yapacakmısız?”
“ates tılsımını inceleyeceğiz..”

AKA we'll have cheap sexual tension because ateş = sex, why? because ergen writer said so.

çok keskin hatları olmayan bir kalp seklindeki tılsımın ortasında dorian’ın elindeki alev büyüdükçe daha kırmızı parlayan dikdörtgen bir yakut yerlestirilmistir

Google image search.

“tamamen isimize yaramayacak bir sey sorabilirsin, kimsenin senin sohbetine hayır diyeceğini sanmam.. sadece dorian’a onları okuması için zaman ver..”
ewan kasını kaldırırken dorian odaya girdiğinden beri tek kelime etmemis, ikisini izliyordur. ewan genç adamı söyle bir süzüp basını sallar
“pekala.. kimseye bir zararı olacağını sanmıyorum..”

Dorian ve Akasha Ewan bir gün gezmeye gitmişler...

“kendimi pek iyi hissetmiyorum..”
“çok spesifik oldu..”
wusla iç çekerek otururken vien de masasına geçip onun karsısına oturur
“sen kurul baskanısın wusla, eğer ciddi bir sey varsa hemen önlemini-“
“dorian sakaklarımı ovarken orgazm oldum..”

I am honestly amazed at my ability to sex up everything. EVERYTHING.
Aseksüel kimse yok. Cuslov ve Calis, maybe... Onlar bile yani...
Cidden.
I am amazed.
And annoyed.
Ayrıca Vien ve Wusla'nın konuşması bechdel testten yine 0 aldı. F- falan. FFF.

Latty ve Favian'ın Troova maceraları... BOOOORINNGGG. I literally yawned.

zira su anda gözlerini açıp yatağının ucundaki masaya baksa yıllardır arkadası olan favianın onun özellikle kurgulanan
uykusundan faydalanarak açık olan bilgisayarındaki tüm özel mesaj ve bilgileri kopyaladığını görecektir...

Yaaaaaaaaawwwnnn.

“marsa gidecek ekibi belirlemeye çalısıyoruz..”
cuslov da otururken konusur
“wusla, dorian, latty ve ewan..”
tartısma bıçak gibi kesilirken cuslov önündeki gündem maddelerine göz atar ve sıradaki derken

Cuslov. Cuslov... CUSLOVVVVVVVVVVV. AY LAV YU.
O arada Delora ve Colm'un fuckbuddy olduğunu falan görüyoruz.
Ya ben 50 Shadesle dalga geçiyordum da ben de bariz erotika falan yazmışım neredeyse. Bu ne be?!

Ay şimdi Cuslov, Dorian ve Wusla aynı odada. Dorian çıktı. UMARIM CUSLOV VE WUSLA ERKEKLERDEN KONUŞMAZ, I AM GOING TO BE SO DISAPPOINTED :((((

Oh çok şükür Cuslov sadece Dorian'ı bulabildikleri için şanslı olduklarını söyledi, sonra başka meselelere geçtiler bölüm bitti. Oh allahım çok şükür, lokma döktüreyim hayrına...

delora da o tarafa döner ve yanlarına gelen genç adamı gördüğünde bir ıslık çalarak dorian’ı süzer
“hayatımda bu siyah takımın bu kadar yakıstığı ikinci bir adam daha görmedim..”
dorian wusla’nın yanında durup üzerindeki özel kumastan, çok cepli ve kemerli pantolona, siyah uzun kollu, dar üste ve kolundaki gri göstergeye bakar
“çok özel bir sey göremiyorum ama tesekkür ederim.. sanırım..”

this is extremely unncessary. bir karakterin ne giydiği o andaki olayları alakasızsa böyle ucuz duruyor işte tasvir yapınca.
ayrıca delora'nın resident moda düşkünü erkek meraklısı olması beni artık baya rahatsız etmeye başladı. it's like she has absolutely nothing else to offer. yazık.

delora ağlayarak cuslovdan ayrılır ve titreyen bir sesle konusur
“bu nasıl bir saçmalık cuslov! o kadar mı birbirimizden uzaktık? nasıl bu kadar umursamaz olduk? o büyükannem ve ben onun cenazesine bile gitmedimve sen benden nefret ettin. bilmiyordum, bilmiyordum-bilsem öyle bir sey yapar mıyım- asla, asla ne seni, ne de büyükannemi yalnız bırakmazdım..”
Ugh jesus bunların meselesi bu muymuş??? büyükannesinin cenazesine gitmedi diye...
Neyse, sinirlerim bozulmaya başladı.
Dev chunklar halinde skip ediyorum. Devasa chunklar halinde hem de.

delora yanındaki colma eğilerek mırıldanır
“cuslova bizi anlattım..”
colm da deloraya dönerken kasını kaldırır
“anlamsız seksimizden bahsettin mi?”
“tabii bahsettim, o benim ablam..”
colmun abla olan cuslov kavramına rengi atarken delora sırıtır
“sonra senin dün gece gelip söylediklerini anlattım..”
colm ilgiyle hmmlayarak yüzünün rengini ararken delora devam eder
“o da senin çok iyi bir adam olduğunu söyledi..”
colm basını sallarken delora gülümseyerek ona uzanır ve dudaklarını öperken

Ben bırakmışım burada yazdığım hikayeyi, kocan kadar konuş prequel falan yazmaya başlamışım. Ne biçim gereksiz diyaloglar bunlar.
Bu hikayenin gerçek plotu suyunu sıksan, taş çatlasa, en fazla 30 sayfa. Ben şu anda 125. sayfadayım.
Karakterler falan hoş güzel ama cidden. CİDDEN.
Şu anda gerekli olan karakter sayısı 5:
1. Latty
2. Ewan
3. Cuslov
4. Dorian
5. Biana
Bu kadar. Plot bu 5'iyle de ilerler.

Bu arada diğer kıranları arıyoruz. Mars'a geldik, Andrea ile tanışacağız şimdi, aka Katie Holmes (kadının adını hatırlayamadım, Kate Tom Cruise diye arattım, nereden nereye... Ben castlediğimde Dawnson's Creek'in Joey'siydi.. cringe)
Dans öğretmeniymiş, şimdi bir de dans kareografisi tasviri çekemeyeceğim, SKİPPİNG TO ACTUAL CONVERSATION, zira o dans tasviri kocaman bir wall of text. No paragraf no NOTHING. Kill me.

herkes andreayı dinliyorken genç kadın gerçekten neden bahsettiğini farkındadır ve tamdır. dorian bunu ona her bakısında hissederken

Cidden mi? Hadi ya, valla söylemesen biz anlamayacaktık.
SMH....
Andrea'nın tüm kıranlar içindeki gücünü adam gibi kullanabilen ilk karakter olduğunu düşünürsek I like her already. Toprak olduğu için kıyak geçmişimdir kesin. Toprak burcundan olduğum için. ERGENLIQUEEEE...

“ama dorian biana’ya karsı koyamıyor..”
dorian sessiz kalırken andrea rahatlıkla cevaplar
“çünkü kendi gücünden korkuyor ve düsünüldüğünde korkması normal, atesin gücü sınırsızca kullanıldığında önünde hiçbir sey duramaz.. biananın da bunu bildiğinden eminim..”
andrea doriana döner
“o yüzden sana gücünün bir lanet olduğunu söyleyerek yaklasmaya çalısıyor çünkü o da senden korkuyor..”

thanks for explaining the plot Andrea, which was definitely not so cringey. Hoşuma gitti. Biraz hızlı ve çiğ diyaloglar, ama Andrea'nın havası is very cool. Dorian'ın sessizliği tells so much, bak Dorian'ı konuşturmamam ne kadar işe yaramış. I can feel Andrea's confidence, Dorian's envy and admiration.

“nasıl yaptın?”
dorian kaslarını çatarken andrea büyük bir merakla tekrar sorar
“nasıl onu yendin?”
dorian iç çekerek bir an düsünür
“bilmiyorum, sadece yaptım.. zayıflamıs olmalı çünkü karsı koymadan ortadan yok oldu..”
“benim gücümü kullandın..”
andrea büyük bir hayranlıkla doriana bakarken latty hiçbir sey anlamamıs genç adama bakar, dorian da bilmediğini mırıldanırken andrea gülümser
“basardım..”
“neyi basardın andrea?”
andrea heyecanla lattye döner
“büyük annem her zaman güçlerin paylasabileceğini söylerdi ama o zamanlar bizden baska hiçbir element bükücü etrafımızda olmadığı için bunun nasıl olacağını gerçekte hiç bilmedik.. ben annemle çoğu zaman iletisim kurabiliyordum, güçlerimizi paylastığımızda da zaten benzer olduğumuz için bir sorun çıkmıyordu.. ama simdi...”
“beni bilerek mi çağırdın?”
andrea sanırım öyle diyerek basını sallarken gözlerinin içi gülüyordur

AWWW MAAAN THIS IS SO WHOLESOME <3<3<3<3
Dorian'ın romantic intereste falan ihtiyacı yokmuş, he just needed a family. Çok beğendim Andrea'nın Biana'yla savaşırken Dorian'ı çağırmasını subconsiously falan. I love my arak element bükücü fam.

“biraz anlatsana andrea, nasılsa vaktimiz bol..”
andrea elbette diyerek oturduğu yerde iyice yerlesir ve yanındaki lattye dönerek anlatmaya baslar..

Ulan tam Andrea'yı sevdim derken kızı neden expositiona zorluyorsunuz ya, of!
Neyse dur bakayım element lore'unu nasıl uydurmuşum ve sonraki yazdıklarımla uyumlu bir şey olmuş mu?
Sırf bunlara dedike bir mitoloji cildi yazdım ben.

“..her ne kadar su anda güçler evrendeki bütün gezegenlere dengeli olarak dağılmıs da olsa, hala dört elementin dört gezegeni olduğu gerçeği doğrudur.. dorian bir ates kıran, eski dünyada, ben de bir toprak kıran olarak marsın yasayan yüzündeydim.. kim bilir belki diğer element bükücüler de gerçekten jüpiter ve venüstedir..

...Nope, pure bullshit. Skipping...
Yine full sayfa expositionlar... Bu sefer de Andrea'nın Oreon'da geçirdiği zamanlar vs. vs. vs.
Kill me.

Venüs'e gidelim de Sienna'yı bulalım artık. Onun kardeşi vardı Venüs Bakiresi diye acayip seksle alakalı bir şey yaratmıştım. Şimdi detaylarını düşününce Crash'i birine götürüp bunu 21 yaşında bir kız mı yoksa 16 yaşında bir liseli erkek çocuğu mu yazdı diye sorsanız herkes ikincisi der. O derece anti-feminist. Kızın kaderi seviştiği adama bağlı... Neyse öğreneceğiz az kaldı.

“seninki yine andreayla birlikteydi..”
wusladan yine ses gelmezken vien tek gözünü açıp masasında islerine bakan wuslaya bakar
“wusla?”
“evet?”
“seninki diyorum..”

Başladılar yine. Le sigh...
Gerçi ben de Wusla olsam Dorian'ı birinden kıskanacaksam o Andrea olurdu. Andrea is the man.
Vien ve Wusla arasındaki ergen muhabbetler çok OoC, gerçi in character neleri var ki bunlar out olsun, ama NEYSE. Belki de budur karakterleri, kasmamak lazım, dimi... (yersen)

“tılsıma bir göz atmasının iyi olacağını-“
“tılsımla oynamasının demek istedin herhalde..”
wusla bir an hem sesine hem de ağzından çıkan cümleye lanet ederken

ben de ediyorum wusla... Ben de..
Kadın resmen sadece konuştuğu (en azından biz o kadarını gördük) adama Vien'in gazıyla tutuldu ya la.. Vah ki ne vah.
Senelerce "bakışıp aşık oldular hahahahahah" diye dalga geçtiğim ficlerin alasını kendim yazmışım, davul olmak üzereyimmmmmm ve oldum. sesim uzaktan hoş geliyor şu anda.

YI KIL DIM.

ama venüsün evren savasları için bu sene gümrükteki kotaları bir haftadan önceden arttırdığını biliyorsun umarım?”

evren savaşları ne be? 405'in içinde bir şeydir kesin. Kendime ait yeterince plot pointim yokmuş bir kalkıp crossover eventleri mention ediyorum yemin ederim tam bir dumbass mofoyum. Flash Arrow supergirl crossover bölümleri gibi, NOBODY CARES.

“scott ellen? Neptün gizli servisten Scott ellen?”
calis karsı tarafta gülümseyerek onaylarken delora hayranlıkla telefonu yataktan alır
“ashleyle bunca senedir çalısıyorum ama abisiyle bir kez bile konusamadım!”
calis genç kadının heyecanına gülerek karsılık verir
“is arkadası olacaksınız, beklediğin gün gelmis demek ki..”

Aaaa Andrea'nın OTP'si. Cidden ha, bunlar kafamda iyi kalmış, bakayım ilk bakışta love story mi yazmışım... Gerçi hatırladığım kadarıyla seksli meksli bir partiye gidip one night stand oluyorlardı, sonra yavaş yavş gelişiyordu. O da bir şeydir.
Saldım gitti artık, herkes en az bir kere sevişecek, alıştı beynim. (uyuştu)
Ha Scott'ın casti Leo Dicaprio bu arada. 21 yaşındaki ergen halim 14 yaşındaki uber ergen halime hediye etmiş.
Kill. Me. Softly.

“ben buraya senin emirlerin altına girmek için gelmedim-“
“benim emrim falan değil-“
“o zaman neden bağırıyorsu-“
“bağırttırıyorsu-“
“ÖPÜSÜN!”
ewan ve dorian sokla deloraya dönerken genç kadın ellerini çenesinin altında birlestirmis, ikisine bakıyordur
“o kadar atesli kavga ediyorsunuz ki artık öpüsme zamanı gelmis..”
ewan ve dorian bozuk peynir koklamısçasına birbirlerinden uzaklasırken

Guys, guys, gather around... (whispers) I actually somehow made them kiss--even have sex--- at some point, because why? BECAUSE I CAN HAHAHAHAHAHAHAHA
(can verdi)

Ben bunları okuduktan sonra sinirden siteyi tamamen silebilirim, haberiniz ola.
“hosgeldiniz, ben Tessa Reynolds.. Ablam sienna bir süre mesgul olacak, o sürede size ben yardımcı olmak isterim..”
colm ve flasler ölüm sessizliğinde, kendilerine hakim olmaya çalısarak tessa’yı izlerken

Geldi Venüs Bakiresi.
Tessa'nın gücünü kurtarabilecek TEK ŞEY gücünün cinsiyetsiz olması olurdu. Neden sadece erkekler etkileniyor? Why so one dimensional? Çok üzüldüm şu anda. Vizyonum acayip darmış.Tessa = Kate Bosworth // Sienna = Rachel McAdams bu arada. Pretty people galore.
Sienna'yı hala çok severim, except when she cheated on Flasler. She had a pretty miserable life after that.

biraz sonra andreanın parmaklarının arasından uzayan küçük yesil yapraklar gören sienna saskınlıkla tessanın koluna tutunur, luplex ekibi de takdir eder bakıslarla pembe bir kasımpatının beyaz meneksenin yanında uzamasını izliyordur

Cool magic trick, bro.

latty gülümseyerek yerinden kalkar ve delorayla onun odasına giderken delora yine scott’tan bahsetmeye baslamıs,

TAMMMMM DİYORDUM Kİ ERKEKLERDEN BAHSETMEDİLER, MY DREAMS ONCE AGAIN CRUSHED TO BITS.
Bu kadar şık bir kokteyl varken benim basucumda uyumamı izlemek istiyor olamazsın..”
sienna kardesine gülümserken tessa da ablasının onun iyi vakit geçirmesini istediğini biliyor, gülümseyerek basını sallar ve vien’e  dönerek
“memnuniyetle katılırım, tesekkürler vien..

BALO VAR KOKTEYL VARSA O ZAMAN AİLEDEN BİRİSİ HASTAYMIŞ, EVİMİZİ BIRAKMIŞIZ, YABANCI BİR MEMLEKETE KRALİYETE GELMİŞİZ FALAN ÖNEMSİZ.
“hosgeldiniz bay el-“
“scott..nasılsınız majeste-“

SEN KRALİÇENİN LAFINI NASIL KESİYORSUN!!=!=! DERHAL KELLESİ ALINSIN.
For fucks sake, let other people finish their sentences, it's not a big deal.
Organik bir şekilde birileri sana adınla hitap eder elbet. Ellen Bey diyemediğimiz için Bay Ellen demek zorunda olduğumuz için kasıyoruz böyle. Çok lazım.
“miles iyi vakit geçiriyor, pek savas çıkacak gibi değil..”
“ella ne yapıyor?”
“bilmiyorum, sen yanından ayrıldıktan sonra görmedim..”

Ella kim? Miles kim? neden namedrop yapıyorsunuz? WHY!? BU KADAR MI DİYALOG YOKSUNUSUNUZ??? Wusla ve Dorian bunlar bu arada.

“sienna’nın kız kardesi, sey..”
“ne?”
flasler tekrar tessaya bakıp ilgiyle cevap bekleyen cuslova döner ve fısıltıyla
“venüs bakiresi..”
cuslov oh..larken conrad’ın neden kadeh kadeh buz gibi sampanyaları fondiplediği simdi anlasılıyordur..

Tessa da o gücünü bir kapatamıyor, ne gereksiz. Kontrol et kızım kendini.

“Su anda benim yerimde olmak isteyen en az elli kisinin ismini sayabilirim ve bu kesinlikle hafızamın ne kadar kuvvetli olduğunu göstermek için olmaz..”
masa basındakilerden usul gülüsmeler duyulurken scott da hafifçe gülümseyerek devam eder
"o elli kisi de su anda evrenin en önemli iki merkezinden birinde olma gururu ve heyecanını benim kadar yasamak isteyen insanlar. Güvenlik alanının herhangi bir dalında çalısan biri için Oreon’da olmak, isin merkezinde, yeteneklerinizin ve hayatınız boyunca öğrendiğiniz her seyin gerçekten kullanılacağını bildiğiniz bir yerde olmak büyük bir gururdur. Ben bugün bu gururu sizinle beraber bu
toplantı odasında bulunarak fazlasıyla yasıyorum. Đlerleyen günlerde Oreon ve Luplex adına basarılı islere adım atmak dileğiyle herkesi selamlıyorum..”

Güzel konuşma, hoş geldin Leo. Yani pardon, Scott. Ne gerek vardı gelmene bilmiyorum, ama gelmişsin, geri çevirmek olmaz. Yukarıdaki "gerekli karakterler" listeme sadece 2 ekleme yaptım, Andrea ve Sienna, gerisi fos.
Eidan ve Franco da gelecek. Onların ikisini seviyorum. Joey ve Chandler gibi. O zamanlar Friends izlememiştim, I will not take credit for that.
.

Yalnız acayip sıkıldım. Süt için kalkıyorum yerimden, sonra da servis vs. vs. Yarın yine okurum. Plot ilerlemiyor delirdim. 155. sayfadayız. Kaç cilt var bunda ugh..
3 tane varmış piiiii...
2.si 201 sayfa, 3.sü 116 sayfa. Okuyacak 357 sayfa var. Okunmaya değer sayfa sayısı taş çatlasa 100-120.
My first attempt at world building, olsun o kadar. World build edecem derken bazı büyümeler kansere çevirmiş ama olsun, yazıktır, ilk göz ağrım, o kadar da gömmeyeyim.

cringefest: crash, crash the cringefest memorials

Previous post Next post
Up