7+1=2

Jan 09, 2018 16:51

Bana yine sıkıntı bastı ofiste oturduğum yerde, 7+1 okuyasım vardı bir süredir, açıp onu okuyayım bari. Bakayım does it still hold up... Geçen gün kütüphaneyi temizlerken Switching Time'ı gördüm zaten zavallı kitabım kenarda köşede durmaktan sararmış. Onu da tekrar okumak istiyorum, bakalım anne olduktan sonra nasıl etki edecek bana.


Burada en azından soundtrack yoktur dedim ama var ahahah, neyse en azından ne dinleyeceğimi bileyim. Gel Spotify gel canım... (7+1=2 Playlist - Caleb Kane'in Once'ı yok, acayip üzüldüm.)

Beth'in backgroundu zayıf. Anası babası çitlikte ekonomik kriz içindeler, bu kız gelmiş NYC'deki miras evde 3 kuruş kiraya kalıyor ve diyor ki adam kovun, traktör satın.. Sus kız terbiyesiz, topla eşyanı dön evine. Neyse... Moving on...

ben de gülümsemeye çalışarak şu zalim dünyadaki en iyi arkadaşım Keri‟ye bakıyorum. O da benim gibi sarışın, mavi gözlü bir kız,

First persona geçtikten sonra karakterlerin fiziksel özelliklerini nasıl cringe etmeden veririm diye düşünmüş ve sanıyorum ki bir çözüm bulamamışım LOLlololoLOLOLlollLOLOL.. Seth çabuk gel kurtar bizi.

“Karşıdaki apartmanda kiralık ilanları var.”
“Karşıdaki apartman dökülüyor.”
“Ah çok afedersiniz majesteleri, size şu andaki sarayınız gibisini bulamadık...”
Homurdanmaktan başka bir şey yapamıyorum

That privileged little shit.
Ben bu hikayeyi Snow White and the 7 Dwarves'a based ettiğimi hatırladım şimdi. O yüzden çiftliğin adı White çiftliği... Jesus on a pogo stick...

Evde oda denen bir kavram yok. Girişteki boş alanla mutfak birleşik, sadece üç penceresi var; ikisi hemen kapının karşısındaki duvarda, üçüncüsü de mutfağın bitimindeki duvarda.

This is my jersey city apartment bu arada, real stuff. Fakat evim şirindi benim, burada bilerek kötü göstermişim. O evimi özlüyorum bazen <3
Valla kiralık ilanı buldum aynı binada farklı bir daire: https://hotpads.com/112-morris-st-jersey-city-nj-07302-skrkm5/2/pad
Benimki bunun tam tersiydi, giriş soldaydı her şey tersti, ama birebir aynı <333333333
1950 dolarmış kira, ben 2007'de 1600 veriyordum, fazla da yükselmemiş hahaha.

*yaklaşık 45 dk sonra*

Nostaljiye kaptırdım kendimi kayboldum, döndüm geri şimdi...

Ryan‟ın dokunulmaktan rahatsız olduğu belli, cüssesine çok ters gelen ufacık bir hareketle kasılıp omzunu kurtarmaya çalışıyor

Nice writing, gördüm Ryan'ın hareketini THUMBS UP DİLEK THUMBS UP!

Kumandayla önce beni, sonra da kendini işaret ediyor. “Sen ve ben, tanışıyor muyuz?”
Kaşlarımı çatarak yan daireyi gösteriyorum, ama ne diyeceğimi pek kestiremiyorum. “Bir haftadır yan dairede oturuyorum, adım Beth-Ryan, iyi misin?”
Kumandayı tekrar beline sıkıştırıp elini uzatıyor. “Ryan burada değil, adım Seth. Seth, Beth, ne kadar uyumluyuz, değil mi?”

Üffff bebeyimmm Seth geldi =)))

geceleri aniden başlayan rock konserleri yok, onun yerine haftada üç gün saat 7 ile 9 arası keman ziyafeti çekiyorum.

Ay william gelmiş <3

Benim bakışlarıma karşılık verdiği tek bir gün var, o da Çarşamba.

Donnie <33333333333333333 Yaaa datlış şeyler ya

Bu arada yazım fena değil. Akıcı, güzel okunuyor, ama bir numarası yok.

çünkü lise döneminden üniversiteye kadar ben de her şeyin sırasına ve rengine bu kadar saplantılıydım. Bir süre ailem obsesif kompulsif bozukluktan endişe etti,

beth you are the worst hipster know-it-all ever. OCD'yi sadece çok düzenli ve temiz olmak sanan bir gerizekalı yazmışım ben. neyse, moving on. her yazdığım ana karakter datlışın önde gideni olacak diye bir kaide yok shkhjkghk
herkes cuslov nobes olamaz.

“Seth‟in sesini hiç duymuyorum, artık uğramıyor mu?”
Çay içen kibar adamın suratı bir anda asılıyor, sonra da fincanını alıp kalkıyor. “Seth‟in ne zaman geleceğini hiçbirimiz bilmiyoruz.”

AY AY AY BEN ASIL ROBIN'I BEKLİYORUM. Robin miydi loud gay olan... neyse dur heyecanlandım...

“Kemanı kim çalıyor?”
“William. Onunla da tanışmışsınız. Günlüğe sizi çaya davet ettiğini yazmış...”
“Günlük?”

I feel like this is moving too fast. Bu konuyu çok daha detaylı, sindire sindire ve mümkünse romcom yapmadan yazmak isterim. Haddime değil, ama I AM SO INTERESTED.
But still, çok akıcı gidiyor, I am not complaining too much.

Diğeri de Robin. Onu gördüğün zaman kesin tanırsın, çünkü Robin oldukça gay, biraz da ağzı bozuk.”

YEEEEEESS I LOVE ROBIN.

“Günlüğe yazmıyor, değil mi?” diye soruyorum.
“Seth daha çok ortalığı karıştırdıktan sonra terapi sırasında bir anda ortaya çıkıp böbürlenmeyi seviyor. Ġşleri kolaylaştırdığını söyleyemem.”

Too fast. günler ve haftalar geçiyor sadece. Bu kadar ciddi bir mental problemi olan birisi kalkıp yan komşusuna hayat hikayesini anlatmaz. Neyse, suspension of disbelief diyelim devam edelim..

şu turtayı alıp kimsenin bulamayacağı bir yere götüreceksin, sonra da seninle dışarı çıkacağız, kapiş?”
“Efendim?”
“Efendin de gelebilir, al bakalım.”

Robiiiiiiiiiiiiiiiinnn helloooooooooooooo

Sokağı kaplayan taşlara topuklarım gire çıka yürüyüp sonunda kapısında sıra sıra insanların dizili olduğu en caf caflı kulübün girişinde durduğumuzda

Meat packing district, manhattan. 1-2 defa gittim, hiç de öyle cafcaflı bir bara girmedim, var mı yok mu böyle bir yer onu da bilmiyorum dfhskdhfskhj
bu hikayeyi TR'ye döndükten sonra yazdığıma eminim, ode ot my old NYC life I never had sanırım. (sonradan gelen edit: evet 2010 Kasım'da yazmışım, resmen içimden taşmış özlem)

Robin arkasını dönüp üzerindeki atleti sıyırarak kuyruk sokumundan sırtına kadar uzanan-daha doğrusu henüz uzanmayı bitirememiş olan ejderha dövmesini gösteriyor.
“Bittiğini görecek kadar bile dayanamadı, orospu çocuğu!”

hahahahaha dövmeci ne yaptı orasını da flashback yapsaydım. Güzel hikaye... The man with half a dragon tattoo... sinemalarda...

aahahah beth ve robin wild nightlarının devamını yazmadan kesmiş ve morning after demişim. this gonna be good.

Seth olmalı ki sanki bütün geceyi sevişerek geçirmişiz gibi bir doygunlukla beni izliyor. Deli olan o, ben değilim ve uyumaktan başka bir şey yapmadığımı gayet iyi hatırlıyorum. Daha iyisini yapıp kendi evime de geçebilirmişim, ama kafam o kadar çalışamamış.

beth en azından self aware bir gerizekalı. o da bir şeydir.

Özellikle dondurma yemesi yasaklanmış, ama biraz önce koca bir külah götürmüş küçük bir çocuk gibi hissediyorum. Neyseki “ben bugün dondurma yemedim!” demeyecek kadar kafam çalışıyor,

Yeah that was me when I was a kid. facepalm....

“Daniel‟a ne dedin?”
“Seni ilgilendirmez ve bu bantların üzerinde Tweety var. Ben Tweety‟li bant takacak bir adama benziyor muyum?”
Omzumu silkiyorum. “Diğer elini uzat. Donnie görünce hoşuna gider. Çocuğun ellerini paramparça ettin, en azından Tweety‟e katlan.”
Çocuk dediğim Donnie bir an sanki tamamen başka biriymiş gibi geliyor. Karakterleri çoktan sınıflandırmış olan kapasiteme şaşırıyorum, ama şu anda konumuz benim süper adapte olabilme yeteneğim değil. Seth denen gerizekalı.

meali: DİLEK BU HİKAYEYİ O KADAR ÇOK YAZMAK İSTİYOR Kİ HEMEN SADEDE GELİYOR VALLA 70-80 SAYFA SONRA BİTECEK, MERAK ETMEYİN!

“Günaydın Beth. Kusura bakma, torba çok inceymiş, yırtıldı.”
William. Sesinin yumuşaklığından ve kibarlığından belli. Ayrıca ellerini de benim dün gece bulamadığım sargı beziyle özenle sarmış. Evde kimin ilk yardımdan sorumlu olduğu belli.

Çok memnunum gerçek Ryan'ın aslında William olmasından <333333 Hepimiz bir dönem Seth olsaydı keşke dedik, ama he wasn't.

Ben şunları atayım. Görüşürüz Beth.”
“Görüşürüz,” diyerek uzaklaşan adamı izliyorum. Onun beyaz gömlekli sırtını izlerken aklıma gelen ilk şey genç bir baba oluyor. Hani şu oğullarıyla parkta top oynayan, kalabalık sokaklarda çocuklarını omuzlarında dolaştıran cinslerden...

HELLO DİLEK'S VERY ZARARSIZ, ALMOST TOO WHOLESOME DREAMLAND =)) <3333

“William‟la konuştunuz mu?”
Daniel şaşkınlıkla soruyor:
“William mı burada?”
Başımı sallıyorum ve o sırada Keri‟nin sesi duyulduğunda Daniel‟ın da saçlarını düzeltmeye çalıştığını yakalıyorum

Yaaaa Keri/Daniellll <333
Yalnız bakınız benim yan karakter aşklarını daha sevimli yapma alışkanlığımın bir psikolojik açıklaması olmalı. Mesela daha ilginç insanlar çok hareketli hayatlar yaşarken (bkz. Ryan ve Beth) ben aslında arka planda kalan bir insanım ve o hayatları daha perfect yapıp daha sevimli gösteriyorum vs.
Buradan da zaten imposter syndrome'a doğru gider bunun ucu... Neyse daha fazla deşmeyelim. MOVING ON FINDIK KURTLARI!

Keri siparişlerle geliyor ve çörekleri koyduğu kese kağıdının içine kendisi de girmek istermiş gibi bakarak fiyatı söylüyor.

HAHAHAHAHAHAHAHAH fun fun fun.

Robin ne zaman kontrolü sıradakine bırakacağını biliyor.
Tabii bu beni geçen ay Seth‟le nasıl aynı yatakta bıraktığını açıklamıyor. Robin‟e göre benim meme uçlarım onun sırtına değdiğinde iğrenmekten kendini kaybetmiş

KAH KA HAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
Such a violent trigger! omg nipples!!!!111!!

“Ben doktoru arıyorum...”
Daniel telefonunu çıkarıp Ryan‟ın psikoloğunu aramak için uzaklaşırken ben gülümseyerek Donnie‟ye süt dolu bardağını gösteriyorum. “Hadi kahvaltını et, bir şey yok.”
Donnie bunun üzerine kulağıma eğilip fısıldıyor:
“Seth diğerlerinin seni görmesini istemiyor.”

AND THE PLOT THICKENSSSSSSSSSSSSSSSSSSS fuck yes man. fuck yes.

İçinde 7 ayrı ruh yaşatan bir adamla arkadaş olmak sadece sabah koşuları ve turtalar değil. Daha fazlasını bilmem gerek.

Aynen coni vaynen beybisi, öyle iki ayda ve 38 sayfada olacak iş değil, ama olan oldu artık, we have to keep up.

Ryan‟ı sen iyileştiremezsin Beth.”
Söz dinleyen uslu bir çocuk gibi başımı sallıyorum. Ryan‟ı ben iyileştiremem. Evet.
Ya iyileştirebilirsem?
“Beth, hayır.”
şaşkınlıkla Keri‟ye bakıyorum. “Bir şey demedim!”
“Gözlerinden belli. İyileştiremezsin.

Oh but she will tryyyyy
she will meddleee
she will SOLVE THIS WHOLE THINGGGG..
God, Beth, you're the worst.

“Seth bizi biliyor. Ġlk önce o geldi, o hepimizi biliyor.”

Ben de az değilmişim haaa Seth propagandasına gel.

Neyse devam.

“Aslında Donnie de kendisi için gitmiyor. Seth için gidiyor, onu iyileştirmek için.”
“Seni iyileştirmek için,” diyerek düzeltiyorum. Keri ve Daniel aynı anda bana bakıyorlar.

HOW DARE YOU.

Gözlerimden uyku akıyor, ama aklım hala evimin ince duvarının arkasında kalan adamda. Keşke Ryan‟ı ben iyileştirebilsem

VE tam olarak at this point Beth has an obsession.

Bu sefer hangi kişilik Kanye‟lik edip Ryan‟a MTV müzik ödüllerindeki Taylor Swift muamelesi yapacak merak ediyorum.

UUU BEYBI LOOK AT ALL THIS POPULAR CULTURE REFERENCES! I AM DIZZY!
trolololol

“Günlük öyle demiyor. Sağol Beth, sen bilmesen de.”
Bütün günü o günlükte ne yazdığını merak ederek geçireceğim. Fevkalade

Ryan sen de yani... Kızın obsessionını besliyor terbiyesiz.

Neden orada kalmaları gerektiğini, neden yalnız olmamam gerektiğini-“
Muhtemelen burası araya girmek için berbat bir nokta, ama dayanamayacağım. “Ryan, diğerleri olmadan da yalnız değilsin.

Beth bir taraftan haklı, bir taraftan da o kadar yüzeysel ve fuzuli geldi ki bana sinirlendim. She can NEVER EVER EVERRRRRR understand. Never.

“Birleşmekten. Diğerlerinin olmaması fikri seni korkutuyor mu?”
Bir an düşünüyor, sonra başını sallıyor. “Sen olsan sen de korkardın.”
Robin‟in hayat dolu coşkusunu, Donnie‟nin saflığını, hatta Seth‟in öfkesini gördükten sonra Ryan son derece yorgun ve üzgün geliyor.

Because he is not real Ryan. Bu da birleşmeyelim biz böyle iyiyiz diyen silik artık karakter. I am so happy. (mazo)

Oldu, değil mi? Oldu! Daniel, Robin‟e karşı koyabilecek kadar süper bir varlık olamaz.”
Ryan bunun üzerine bir kahkaha attığında ben onda karşı konulamayacak başka bir şey daha keşfetmiş oluyorum. Ryan‟ın kendi ruhu, kendi mutluluğu...

oh bitch step back, you're about to fall.
<333333333

“Hiç birleşemeyecek mi şimdi? Ne biçim tedaviymiş o?”
“Tedavi demiyor zaten, terapi diyor. Daha çok ayrılmaması içinmiş. Hastalığın kesin bir çözümü yokmuş. 21 yıl, Keri. O kadar zamandır bu adam parça parça. ġimdiye kadar birleşmediyse...”

Bu hikaye daha güzel nasıl yazılırdı biliyor musunuz? Ryan'ın tüm kişiliklerinin gözünden chapterlar halinde. O günlük nasıl doldu görürdük. GoT style PoV chapters. Üfff çok canım çekti.

“Seth sana aşık, o yüzden etrafında istemiyor. Diğerlerini de kıskandığı için seni görmelerini istemiyor. Nasılsa herkes ondan nefret ediyor, seninle bir şansı olamaz, o yüzden de gıcıklık yapıyor.”

KERI THE GREAT ANALIST! Moving the plot points forward since 2008. (sonradan gelen edit: 2010. LOL.)

Ġkisi mırıl mırıl bir şeyler konuşup anaokulunda boya paylaşırken yanlışlıkla öpüşen çocuklar gibi bir tablo sergiliyorken

Beth o kadar çok seviyor ki Keri'yi benzetmelere bak.. Hepsi birbirinden datlışşşş <333333

Seth yine gürlemek için kapıyı açtığında hemen kendi kapımı işaret ediyorum. “Dışarda kaldım, beni içeri al.”
Kaşlarını çatıyor, ama aynı zamanda kapıdan da çekiliyor ve ben içeri giriyorum

Yaaaa eşek kafalı abidinnnnn bak kıyamıyor hemen alıyor içeri aşkısı dışarıda kalmasın oiiyyyy <33333

Seth kanalları karıştırırken ben de etrafıma bakınmaya başlıyorum ve gözüm biraz ilerde duran günlüğe takılıyor.
Elimi uzatsam alacağım. Almasına alacağım, ama okuyamam.
Acaba içinde ne yazıyor?
...
Hemen şurada. Önce yanıma çeksem, sonra Seth bakmadan bir göz atsam? Tuvalete götürsem!

Yok artık deve. Okutmadım dimi ben bunu gizlice? Ryan kendisi getirip vermişti...
Gizlice günlük okumak is one of my triggers, kimseye yapmam, yaptırmam... YAPTIRMADIM DİMİ :((((

“Okudun mu?”
“Elbette hayır.”
Omzunu silkiyor. “Ben olsam okurdum. Her sayfasında sen varsın.”

YAAA FUCK YOU ASSHOLE, MERAK EDİYORUM VALLA.
Ne güzel olurmuş lan bu PoV fikri o zaman aklıma gelseymiş, kesin yazarmışım. Şimdi bok.

Diğerlerini de kıskandığı için seni görmelerini istemiyor.
“Tamam. Ġstemiyorsan gelme,” diyerek kapıyı bıraktığım gibi suç mahalinden kaçmaya çalışıyorum, ama Seth benim istemsiz ters psikoloji tuzağıma düşmüş, arkamdan geliyor.
“Bekle. ġu salak pelerini çıkarırsam olur.”

HAHAHAHAHAH ters psikoloji tuzağı muhteşem =))))

Seth ellerini başının yanında kaldırıp parmaklarıyla havada bir şey çizermiş gibi sallıyor, bir yandan da bana bakmadan konuşuyor. “Anlaşmada bu yoktu. Bir daha olmaz-özür dilerim.”

Ayyy Seth kıyamam dayanamadı ama çok seviyor napsın :(((((

Derin bir nefes alıp kollarımı açarak Keri‟ye sarılıyorum. “Sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun?”
“Gözüm üzerinde demiştim, değil mi? Sen Pamuk Prensesçilik oynayıp yedi cücelere aşık olurken benim elim de armut toplamıyordu.”

SOMEBODY HAS TO WRAP UP ALL THESE LOOSE PLOT POINTS!

Caleb Kane - Once

Ulan bu kitabın tamamı bu şarkıya adanarak yazılır, Spotifyda da yok şarkı. I am sad. Neyse youtube... (edit: burada.)

Vilyım bataniyemi getirmedi, beni sevmiyormu ben onu seviyorum
herkesi seviyorum
Kimse gitmesin, eve gidelim,

Ofiste olmasam hüngür hüngür ağlardım. Donnie is killing me.

William, 7 Kasım Pazar- 04:13
Günlükte neden iki gündür bir şey yok? Hiçbir şey hatırlamıyorum. Bavul nerede?
Beni itiyor musunuz?
Sizin için yaptığım bunca şeyden sonra beni itiyor musunuz?!
Bunun bana olduğuna inanamıyorum. Ryan, son iki günde ne olduğunu bilmiyorum

OHAAA HOLY SHIT. Ya işte işteee tam bu sebepten these diary entries need PoVs!!!1111 ALLAHIMM BEYNİM KAŞINDI.

Keşke seni öpen ben olsaydım. Daha önce hiçbir şeyi hatırlamayı bu kadar istemedim. Bunu sana söylemem doğru mu?
Lütfen benden nefret etme.
Ryan.

YAAA FAAAAKNEDEN BU KADAR GÜZEL YAZMIŞIM =(((((((((((((

mazoyum.

Öpüşebilir miyiz?” diye soruyor. Ne diyebilirim? Başımı sallıyorum.
Ryan bana uzanıyor, dudaklarımız birbirine dokunduğunda az önce defalarca tekrarladığı şeyin gerçek olduğunu anlıyorum. Bir hafta önce koridorda beni öpen Ryan değilmiş. O öpücük bacaklarımı titretmişti, bu kalbimi kırıyor.

FUCK THIS SHIT SO GOOD.

Dudaklarını öpüyorum, sonra dudağının tam köşesini, yanağını, şakağını...
Ryan yaralı elleriyle bana sarılırken ben hissettiğimiz şeyin adını koyuyorum, ama söyleyemem. ġimdi olmaz.

Oha sayın seyirciler çok güzel yazmışım buraları. Helal bana.

Ay ara veremiyorum. Hipnoz kısmı geldi, I AM SOOOOOO FUCKING NERVOUS.

“Percy?” diyor Tina. Sesi yumuşak, sevecen. “Percy, konuşabilir miyiz?”
“Acıyor... Karnım ağrıyor...”
Tina iç çekerek tuttuğu eli bırakıp bana dönüyor ve fısıldıyor. “Ryan 17 yaşındayken Seth uyku haplarıyla intihar etmeye çalışmış. Percy‟nin karnı o günden beri sürekli ağrıyor.”

I am dying. Switching Time'ı okumam lazım tekrar. ACİLEN.

Fuck gözlerim doldu. Donnie geldi, sonra bir anda William geldi özür diledi falan. I can't... harika.

“Bu sefer farklıydın ve ben kendim için değil, senin için korktum Ryan. Seni iki aydır tanıyorum, ama ilk defa gerçekten neyin içinde olduğunu anladım

Timing çok off burada. Daha uzun bir süre geçmiş olması lazımdı. Çabuk yazmanın amatörlüğü. This story needs more time and detail.

Ryan ellerimi itip benden uzaklaşıyor. “Senin hayatın yeterince karışık-“
“Benim hayatım sensin!”

İşte tam olarak bu yüzden, bu itirafın arkasının dolu olması için daha uzun zaman geçmiş olması lazımdı. İki ay is not enough. Biz sanki 1 sene geçmiş gibi davranalım. PoV kullanarak yazsam 3 sene bile geçirtirdim, sadece Beth'in bakış açısından yazınca sıkılmışım demek ki..

“Senden başka kimseyi öpmeyeceğim, böylece hatırlaman gereken şeylerin listesi bir tane kısalacak.”
“Bunu isteye-“
“Ġstersin. Sen istemesen bile ben isteyeceğim. Senin kadar benim de aklım karışıyor. Senden başka kimseyi öpmeyeceğim Ryan. Ben seninle birlikteyim, kişilik bozukluğunla değil. Anlaştık mı?”

EXCEPT THE ONE YOU'RE SUPPOSED TO KISS IS WILLIAM.

Bu büyükanne ve sandık olayı çok düz ve yüzeysel ve tamamen baştan savma geçmiş. Gerçi childhood abuse'u daha nasıl anlatabilirim idk. Korkmuşum biraz. Bakalım nasıl devam edecek...

Büyükanne meselesini Ryan'a söyleme dedi Robin ama Beth tabiki öyle bir şey yapmamalı. Daniel'ı sorması en mantıklı hareket şu anda ama ne yaptırdım hatırlamıyorum.

Kaldırımın ortasında buluşuyoruz. Ġnsanlar iki yanımızdan geçip gidiyorlar. William bana bakıyor, ben ona.
“Biliyorlar,” diyor. “Daniel ve Tina. Büyükanne‟yi biliyorlar. Ben anlattım, ama diğerlerinin haberi yok.”

Hah iyi bari. William, adamsın.

“Neden burada olduğunu bile bilmiyorum,” dediğimde gülümsüyor. Naif dürüstlüğüm onu eğlendiriyor olmalı.
“Gerçek olanın ben olmadığımı nereden biliyorsun Beth? Her şeyi bilen benim, en çok dışarda olan da benim. Neden asıl kişiliğin Ryan olduğunu düşünüyorsun?”
Korkudan içim titriyor. Doğru olabilir mi?

WILLIAM IS THE FUCKING BEST. ayrıca ters köşeye yatırma konusunda da I am da best.
Çok güzel yazmışım çünkü HER okuduğumda bu duygusal tuzaklara düşüyorum.

“Adı Ryan olduğu için mi? Benim de adım Ryan. Ben de yıllarca bana Ryan dediklerine cevap verdim, insanlara kendimi Ryan olarak tanıttım. Kimliğimde, pasaportumda, okul yıllıklarımdaki fotoğrafımın altında Ryan yazıyor. Büyükanne‟yi biliyorum,
sandığı biliyorum, kendini öldürmeye çalıştığında yanında ben vardım, ambulansı ben aradım, atmayan kalbini ben dinledim.”
Kanımın çekildiğini hissediyorum. Ellerim buz kesiyor.
“Büyükanne öldüğünde yanında mıydın?”
“Kaçıncı ölümünde? Büyükanne yanına her gittiğimde ölüyordu. Beni de öldürmeye çalışıyordu. Annemle babamın yanına gitmek istiyorsam benim de ölmem gerekiyordu. O ölecekti, o gidip oğlunu görecekti. Yıllarca bana bunu söyledi, korkup ağladığımda da beni sandığa kapattı. Evi ateşe verdi, gaz soludu, ilaç aldı. Hepsini gözlerimin önünde yaptı.”
Gözlerim doluyor. William‟ın bileklerini biraz daha sıkıyorum, ellerime bakıyor, sonra yüzümü bırakıyor, ama geri çekilmiyor.
“Sandıktan diğerlerini ben çıkardım, itfaiyeyi ben aradım, gazı ben kapattım, hepsini ben yaptım. Okullara gittim, yıllıklar için fotoğraflarda ben gülümsedim, kızlarla dans ettim, işlerde çalıştım ve iyiydim. Hiçbir problemim yoktu, her şey kontrol altındaydı.”

EXTREMELY AMAZING EXPOSITION. Alkışladım kendimi. Nefesim kesildi okurken.

“Sen ne istiyorsun William?”
“Tek olmak istiyorum. Olacağım da. Gerçek olan benim Beth.”
Ne diyeceğimi bilemiyorum. William benim sessizliğime karşılık tıpkı sabah kasada yaptığı gibi cüzdanını çıkarıyor, içinden her türlü kimliğini alıp tezgaha bırakıyor ve kartları bana doğru itiyor. Yaklaşıp hepsini tezgahtan alıyorum. Kütüphane üyelik kartı, ehliyet, kimlik, spor salonu üyeliği... Her birinin isim bölümüne baktığımda bütün doğru ve yanlışlar birbirine giriyor.
William R. Parson.
William Ryan Parson.
Parson, William R.

Amazing plot twist arkadaşlar. Keyiften kahkaha atmak istiyorum. Acayip beğendim.

Sonra gecenin bir körü William geliyor daireye, benim nefes bitti gitti... Sadece sarılıp uyudular. AMA BEN HYPERVENTİLATİNG OVER HERE...
Ay Seth geldi şimdi de... Allahım yine duygularım yerden yere vuruluyor... Self contained aşk sekizgeni!

Beth, Tina'nın yanına gitti ve benim bunları yazdıktan seneler sonra çok farklı sebeplerle gittiğim terapi görüşmelerinin AYNISINI yaşıyor. Düşünceleri, yaptığı şeyler, sürekli konuşması, Tina'nın hep yönlendirici şeyler sorması ama asla cevap vermemesi... Kendimden korkmaya başladım.

Mutlu olduğumda hayatlarının ufacık bir anını yakaladığım insanları daha net hissederim. Zamanın aktığı ve herkesin her saniye değiştiği gerçeği daha anlaşılır gelir

Yup. This is me.

“Günlük?”
“Bazılarının günlükte olduğunu sanmıyorum, Seth buradaydı.”
Hemen kaşları çatılıyor. Sanki Seth değil de Hitler buradaydı demişim gibi bakıyor. Gaddar bir rejimle yurtlarından edilen Yahudiler‟den pek farklı değil

Tatsız bir benzetme olmuş, bir de detay vermeseymişim iyiymiş. Bunu silesim geldi. Hitlerden sonrası olmasa da olur.

“Seth kiminle birleşmek istiyor?”
“William.”
Bir süre ikimiz de sessiz kalıyoruz. Çok geçmeden Daniel hafifçe gülüyor. “Bunu bilmiyorsun. Keri‟yle ben bile biraz garip buluyoruz, o yüzden sana söylemedik.”
“Zaten herkes benden bir şeyler saklıyor...” diyorum ama Daniel sitemime aldırmadan devam ediyor:
“Penny hepsine William diyor. Adlarını biliyor, değiştiklerinde de tanıyor, ama hepsine inatla William diyor.”

KERININ KIZI İŞTE, DANNY KERI BİRLEŞİNCE TAM BİR PLOT RESOLVER ÇIKMIŞ!

“Ama gerçek olan-“
“Gerçek olan bir zamanlar Ryan olmuş olabilir. Doğduğunda, ilk defa yürüdüğünde, belki ilk defa okuduğunda, ama aradan çok vakit geçti. Ryan bir kez gitti ve sonra hiç gerçekten dönmedi. Hayatını bize bıraktı.”

Ayyyyy ne güzel yazmışım allahımmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
Çok muhtemel Switching Time'dan aldıklarımı yeniden pişirip buraya aktarmışım AMA ÇOK GÜZEL OLMAMIŞ MI???

“Hiç ayrılmadık,” diyor. “Hiç bitmedi... Biliyorsun... Değil mi?”
Başımı sallıyorum. Kendini son bir kez bana ittiğinde gözlerimi sımsıkı kapatarak ona tutunuyorum. O gidiyor, ben dönüyorum...

Ay allahım beni davul edecek NASIL GÜZEL YAZMIŞIM!!!JJSKDFJLDFJKL

Geri çekilecekken Seth kazaktan tutup tekrar bana sarılıyor. Başı karnımda, eli belime asılmış, soruyor:
“Beth, bana güveniyor musun?”
“Ben sana hep güvendim.”
Gülümsüyor ve beni bırakıp o da kalkıyor. “Giyinip çıkalım...”

Burada hepiniz SETH OLACAK HERKESİ ALAN DİMİ DİMİ diye tırnaklarınızı kemiriyordunuz dimi köfteler =)))
Valla benim bile içimden geçti bir an, William "al canım her şey sende" dese diye AMA I AM SORRY WILLIAM'I ÇOK SEVİYORUM BEN. PoV yazsam görürdünüz sdklfjskldfjsll Pislik ötesiyim.

“Zarf. Beth, evde, pandanın altındaki zarf senin.”

ŞU ANDA SKİP ETMEMEK İÇİN KENDİMİ ZOR TUTUYORUM. YEMİN EDİYORUM 5 SENEDE BİR 7+1 OKUMAK BEYNİME İYİ GELİYOR. BÜTÜN TUZAKLARA TWISTLERE DÜŞTÜM HEPSİNE!

Ay birleşme öncesi mektuplar I WANT TO CRYYYYY

Bana defalarca ilkleri gösteren adam bu sefer son defa ilk kez sevişiyor...
SON
15.11.10 13:32
ALKIŞ... STANDING OVATION...

Çok hızlı gitti hikaye, ama çok güzel yazıldığı için sesimi çıkarmayacağım. Suspension of disbelief iyidir, güzeldir.
Bunu böyle pekiştire pekiştire, bu sefer Ryan'ın--PARDON WILLIAM'ın bakış açısından yazmak NASIL GÜZEL OLUR ALLAHIM NASILLLLLLLLLLLLLLLLLLLLL.. ama o psikolojik ağırlığı kaldırabilecek bir hayat seviyesinde değilim, bunu okuyan herhangi biri bana baskı yapmasın, ağlarım.

Fakat güzel olurdu.

Eve gidip Switching Time'ı çıkaracağım sakladığım yerden. Okuma zamanı gelmiş.

re-read: 7+1=2

Previous post Next post
Up