Yattık kalktık, yattık kalktık Game of Thrones geri geldi! Bu sene tembellik etmezsem her hafta buradayım. Hiçbir diziyi yorumlamıyorum, ama Game of Thrones'a ayıp etmek şanımıza yakışmaz. Hem her hafta 3-5 kelam eder güler geçeriz. Ayrıca bugün 1 Nisan, neşe doluyor insan.
Başlayalım, Valar Dohaeris nam-ı diğer ÇOK ÖZLEMİŞİM LEN SİZİ KERATALAR! Seni bile, Joffrey.
Ben bir güzel atıştırmalıklarımızı hazırlayıp ekran karşısına geçtim ama maşallah previously izlerken hepsi bitti. İyi oldu, geçtiğimiz sezonu ben öyle unutmuşum ki "haaa white walkers..." dedim, gemiler patlayınca "heeee blackwater" dedim, ama unutmadığım bir şey vardı o da anadolu kaplanı gibi birbirinden gözüpek ejderler. Onları da yerim, analarını da yerim.
Sırayla gelecez hepsine. Ben bir taraftan Tumblr dolaşayım, bir yandan da yoruma devam edeyim. Karakterleri bir gruba alayım da zor olmasın. Bir de artık spoiler tag kullanacağım. ONTD dolaşıp kitap spoilerı okumaktan helak olmuş bünyemi o spoilerlar içinde salacam çayırlara bayırlara, siz de isterseniz katılın, isterseniz transit geçin. Bir kere bastıktan sonra bir daha gizleyemiyorsunuz, haberiniz olsun, ona göre basın. Sonra MY EYESSS MY EYESSSSSSSS diye dört dönmeyin.
1. Backstreet Walls Tayfası ile Jon Snow ve Duvarertesi Mahallesi
Backstreet Walls tayfası değil de siz bana zombileri gösterin, onların arasına dalalım. O beyaz amca çok şahaneydi mesela geçen sene, ona gidelim, elini öpelim, nasılsın amca, afiyettesindir inşallah diyip gönlünü alalım. Büyüğümüzdür deseniz belki o da alttan alacak. [Ya basacan ya kaçacan, spoiler var burada.]O beyaz amca Benjen Stark mı değil mi bilemiyorum, spoilerları da unuttum haaa, Benjen hala ortaya çıkmadı sanıyorum ki kitaplarda, çok istiyorum white walkerlardan biri olsun ~~
Jon Snow'un Ygritte the Azgın ile karlı dağların ardına geçip Mance Rayder, nam-ı diğer Duvarertesi Mahallesi Muhtarı'nın görmeye gittikleri hikaye aslında pek umurumda değil. Bu sezon tek umrumda olan konu Jon Snow peşine takıldığı kızıl ile bir takım münasebetlerde bulunacak mı bulunmayacak mı? (Tuz Gölü kadar sığ olduğum doğrudur.) Yoksa yemişim "insanların tarafında dövüşeyim, white walkerları öldüreyim treleley hey hey be karlı dağlar!" adlı gazel 90s Hits albümlerinde bile yok artık. Don't look so grim, Jon Snow demiş kızıl teyze Ygritte. Doğrudur. Ne işin var, takıl işte mis gibi.
3. King's Landing'de ikamet eden Kayı Boyu mensupları
Tyrion'u akıllı bilirdik, suratına kılıcı yedi, beyninin yarısı yaradan aktı herhalde. Yok efendim babam beni niye ziyarete gelmedi, yok efendim Jaime o beyaz pelerini giyince mirastaki hakkını da bıraktı falan festek... Tywin sana Casterly Rock'ı vereceğine Jaime'yle Cersei'yi evlendirir bir de 40 gün 40 gece düğün yapar, üstüne bir de kendi kafasına tükürür. Ama yazık demeden de edemiyorum, Bronn bile savaş bitti, parası gitti, ukalanın daniskası oldu. Kızların kukularından kumaşları dişlemeyi bilirdin de Tyrion'a sadık olmayı bilmezdin be Bronn. Ne çektin be Tyrion...
4. Joffrey (canım ♥) ve Margaery (yavrum ♥) (Margaery'e olan sevgim hakikatin ta kendisidir.)
Geçtiğimiz iki sezon Tyrion dedik, zeka dedik, aklın yolu dedik, bu sezon Tyrion'u kaybettik ağalar. Kendisi bir takım beklentilere girince ben gözümü King's Landing'de şu anda cirit atan en zeki karaktere çevirdim: Margaery Tyrell. Joffrey'i parmağının ucunda oynatır, Cersei'yi talı diliyle yerin dibine geçirip gücünden korkutur bu kadın. Canımın içi Anne Boleyn'in revenge'i olasan, Westeros'u ayağına getiresen Margaery! Nasıl akıllı ki Joffrey'e tatlı tatlı kafa tutup bir yandan da halka kendini sevdiriyor. Bu sezonun Margaery Tyrell mottosu olarak Tyrell, yes we can diyorum.
5. Robb Stark ve Bahtsız Bedevi Taburu
Robb, canım, mavi gözlerine kurban olduğum, lülelerine yandığım, King in the North... Hemşerilerine kazıklara dikilmiş çürür halde görünce için acıdı, bilirim. Savaşa koşar gerekirse herkesin canına okursun, ama yapma etme, anana saygısızlık etme, bak sen beni dinle... [Çok büyük spoiler, tıkıldarsanız 1.5 sezonunuz gider ben diyeyim]Red Wedding olacak zaten, yakındır. Gözlerindeki zafer açı bakışlarını oya oya çıkaracaklar, kafanı kurt başıyla değişecekler, yapma etme, gözünü seveyim hayatının tadını çıkar. Bir Jaime Lannister için ananın kalbini kırmaya değer mi be kuzum... Yalnız benim çok abuk bir umudum var, dizi yazarları acaba Robb'u öldürmeden olayların etrafından dönmenin bir yolunu bulabilirler mi? Değiştirmek için çok büyük bir olay ama bilemiyorum. Red Wedding olmadan da bir takım şeyler ilerler gibi geliyor. BİLEMİYORUM. BİR YANDAN OLSUN İSTİYORUM, ACI ÇEKEYİM DİYORUM, DİĞER YANDAN ÜHÜHÜHÜHÜ ROBBBBBB. Onca zafer boşa...
Kızgınım Robb'a ve tayfasına. Queen diye yanına aldığı o çıbık suratılaya da kızgınım, "ananım lan ben senin!" diye ağzının ta ortasına çakmayan Catelyn'e de kızgınım, o yanında dolaşan suratsız herife de kızgınım (adını unuttum adamın, halbuki bayağı önemli bir tip o bu sezon, vay anam vay... Neyse.)
6. Sansa "saçına kurban" Stark ve Cibiliyetsiz Baelish (bir de Sibel.)
Gözünü sevdiğim Sansa, senden çok umutluyum. Herkes ölüp giderken sen hala burada lady hayatı sürüyorsun. Ha canın çekiliyor her gün dertten tasadan boyun 5 cm daha uzuyor (Sophie Turner'ın boyuna maşallah! Selvi gibi kız yavrum benim, tütütütü) ama sende de zeka var, sende de sabır var. O Baelish de sana abuk abuk laflar ederse ağzına geçir bir tane. Yok seni eve götüreyim, yok seni kurtarayım falan. BAELIIIISSSHHH, yemez anadolu çocuğu, yemez kuzey kızı, yemez Stark. Senin de suyun ısınıyor, ama adam değil bildiğin sinsi kedinin teki olduğun için 9 değil 19 can vermiş sana R'hollor. Aha Sibel şahidim, kılsın.
7. Dragonstone Folk Üçlüsü: Stannis, Davos, Melisandre (adını hatırlayana kadar canım çıktı. Unutmuşum bir sürü insanı)
Folk üçlüsü için söylemek istediğim tek şeyi Tumblr söylemiş, buyrunuz gifset:
Bu saatten sonra sana "bros before hoes"u Davos bile öğretemediyse ben hiç öğretemem Stannis. Karizmanı yerim ama, o ayrı.
8. Deneris "Olmazsa Bir Daha Deneriz" Targaryen ve İsot Benizli Ejderler Takımı.
YAVRUMMMM, CANIMMM, BİR DENEM. PERUĞUNA KURBAN, IZGARA BALIK YİYEN EJDERİNE YANDIĞIM KINALI KUZUM. Kedim Kaşmir bile bakmadı bakmadı geldi şimdi ejderhaları izliyor. O ejderler biraz daha ebatça elle tutulur olaydı senin Unsullied'lere falan ihtiyacın kalmazdı ama işte...
Deneris'e yanmam da ben en çok kime yanarım biliyor musunuz a dostlar? O güvertede canını tahtaya kusan zavallı Dothraki'ye yanarım. Beni de deniz tutar hemşerim, anlıyorum derdini, ama az kaldı. Ufka bak derin derin nefes al gözümün bebeği, hadi bakayım, kalk bir bardak su iç.
Adamın memesini kestiler ulan. Erkek adamın memesi mi olur laaağğğn! diyerekten deşiverdi kel amca. Whore falan dedi sürekli giriyordum ekrana, ama neyse... Deneris her kelimesini anladı o söylenenlerin, senin o kel kafana tükürecek o ejderler, bekle yavrum bekle. O tercüman kızdan beklentim büyük (adı Missandei), demedi demeyin.
Bu bölümün beni alkışlara boğan kısmı da tabii ki Deneris "Olmazsa Bir Daha Deneriz" Targaryen cephesinden geldi; en yenilmez anadolu çocuğu Barristan Selmy gelip Deneris'in önünde diz çöktü ya, ben daha da bir şey istemem ağalar! Sırtımız yere gelmez.
Bu sezon tuttuğum karakter sayısı 2, yazıyla İKİ TANECİK, biri her sezonun canı cananı Deneris, diğeri de gönüllerin sultanı Westeros Hürrem Margaery. Gerisi yalan. Araya belki zaman geçince Barristan ve Missandei de alabilirim, ama şimdilik umudumu bağladığım bir bu ikisi var. Gerisinin ebesine de dedesine de bay bay.
Haftaya Brienne ile Jaime'nin Maceraları ve Arya Reyiz var, çok şahane.