Ve yıllar böyle gelip, geçer.....

Dün ilk yoga dersimi verdim. Kobayım Tayfun oldu. Pek meraklı bir bıdık olduğundan, hep bir sonraki aşamayı tetikte kalarak beklediğinden ve sürekli doğru yapıp yapmadığından endişelendiğinden, beyni son sürat hareket ederken kendisini bir türlü rahat bırakamadığından pek etkili bir ders olduğunu sanmıyorum. Yine de ( Read more... )

BOK! Bombok.

006

Yoga enteresan bir şey. Sistemi gereği insanı kendisi ile öyle bir yüzleştiriyor ki bu uğurda geçen uykusuz geceler, bitmeyen düşünceler bitkin bırakabiliyor. Herhalde uzun bir psikanaliz sürecine girmiş olsaydım ancak bu kadar katmanlara ayıklanıp hayatımı ve kendimi izlediğim bir süreç geçirebilirdim. Hassas yapıyor insanı. Sinir uçlarım dışarda ( Read more... )

Telefonum öldü. En sevdiğim elektronik aletim, elimin bir parçası, canım telefonum bu hayata dayanamayıp pilini bitirerek gitti. Pili dayanmadı. Şimdi kocamın eski telefonuna geçiş ( çiş ) yapmaya çalışıyorum ve sevmedim bu gerzek aleti! Bir kere tuşları dokunmatik. Nefret bir şey dokunmatik tuş. Sonra içinde bana ait olmayan bir sürü numara kalmış ( Read more... )

Kalktım. Kalktım mı? Yattım mı kalktım? Kafam balon gibi. Yemek pişireceğim şimdi. Kereviz ve rulo köfte. Kereviz yemek istiyorum. Kış sebzesi gelmiş. Kışlıklar hala bavullarda. Kalktım mı ben ya? Kalktım kalktım ayaktayım. Ama kafam balon gibi. Hasta değilim. Aslında hasta olmuşum. Kalktım valla, yüzümü yıkayım. Uyku gözlerimden akıyor. Her şey ( Read more... )

Yoga dersi dolu bir haftasonu daha geçiriyoruz. Bu konuda yazacak pek bir şey yok. Tek şey belki; ders vermeye kalkışmak gerçekten zor iş. Kobay gerek bana. Önce bir kişiye bir miktar özel ders verip denemek istiyorum. Bütün sınıfı karşıma aldığımda, durup, aniden ne söyleyeceğimi ne yapacağımı unutacakmışım gibi geliyor. Tayfun'a sordum "Kobayım ( Read more... )

Yokluk hissetmemek için kendimi iki misli daha meşgul tutmalıyım.İki değil dört, dört değil yüz.  Daha çok, çok daha fazla yoga, dakik bir ev düzeni, ihmal edilmiş kayınvalide işleri, anneyi eğleme, koca ilgili şeyler, yoga, yoga, canım çıkana kadar hareket, arada kırmızı şarap, ev işi, kaynana işi, anasının örekesi, düşünemeyecek kadar bol iş ( Read more... )

Bu geceyarısı dolunay var. Ay koç burcunda yükselecek. Yeni başlangıçlar zamanı.

Eh peki, madem....

Dün İpek ile yaptığımız konuşmayı unutmayacağım. Benim meleğim oldu. Bir kere daha kurtardı, kaybolmuştum. :)
Dün ipek ile geçtiğimiz gırgırı da unutmayacağım, " bir nevi Iyengar " diye diye yerlere yattık. Karşılaştırmalı mitler ile ilgili film ( Read more... )

Nerde kalmıştık?...
Cİhangir'den Taksim'e, ordan da Nişantaşı'na yürürken yollarda aklımdan sürekli ders anlatıyorum. " rahat bir pozisyonda oturun, geriye doğru düşüyorsanız altınıza bir yükselti alın, dizler kalçalardan daha aşağıda olsun, oturma kemiklerinizin önüne doğru gelin, omuzlar rahat, omuzları geriye atarak göğüs kafesinizi açın, ( Read more... )

Yoga hocalık kursumun ikinci buluşmasını yaşıyorum. Bütün bir hafta sonu ders yapmakla geçiyor. Fırat tiplemesinin dediği gibi ; " Ders bilcez ." Öğrenci olmak bir yandan zevkliyken öte yandan da hafif "kelek" bir şey. Koca koca kadınlar ve adamlar mum oluyoruz. Zeynep hoca biraz havalı bir tip, ne zaman tersine geleceksin pek kestiremiyorsun. ( Read more... )